11. Hukuk Dairesi 2015/14348 E. , 2017/3510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.02.2015 tarih ve 2014/622-2015/139 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı ... ve eşi arasında yapılan 12/09/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile müvekkillerinin ... Ltd. Şti.’ne ortak olduklarını, davalının şirket müdürü olarak 10 yıl süre ile tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, sözleşme gereği proje süresi ve iş programı olarak 1 yılın pazarlama hazırlıkları ve inşaata başlama süreci hazırlıkları olarak öngörülmesine rağmen müvekkillerinin çabaları ile yaptıkları şantiye yolu, güvenlik ve koruma çiti, kanalizasyon ile şebeke elektriğinin ve suyunun bağlanması haricinde hiçbir iş yapılmadığını, davalının kendisine menfaat sağlayıcı işler yaptığından proje inşaatının tamamlanmadığını, satın alınan malzemelerin ikinci el malzemelerin sıfır emsali fiyatlarından fazla bedellerle fahiş olarak fiyatlandırılıp şirkete fatura edildiğini, davalının gereksiz harcamaları ile şirketi kendisine borçlandırdığını, şahsi harcamalarının şirkete yansıtıldığını, proje gideri altında kime ne karşılığında yatırıldığı belli olmayan harcamaların olduğunu, proje mahalli dışında alakasız illerde harcamaların yapıldığını, davalının özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketle rekabet ettiğini, karşılıklı gönderilen ihtarnamelerden sonra geçen sürede usulsüz harcamalarının arttığını ileri sürerek her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının şirketi temsil, yönetim ve ilzam yetkisinin kaldırılarak müdürlük görevinden azlini, şirketin ve müvekkili ortakların uğradığı maddi kaybın tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirketin genel kurul toplantısında davacıların azil nedeni olarak ileri sürdükleri hiçbir hususun görüşülmediğini, iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin sözleşme gereği sorumluluklarını yerine getirdiğini, bu kapsamda yapılan işlerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı şirket adına yapılan masrafların büyük bir kısmının davalının aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ve başkanı olduğu şirketten yapılmasının yanı sıra bazı masraf kalemlerinin geliri bulunmayan bir firma için ticari hayatın olağan akışına uygun olmayacak mahiyette yüksek tutarlarda olmasının özenli davranılmadığının göstergesi olduğu, davalının yönetimi altında şirketin, yine davalının ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğu dava dışı ... A.Ş.’den 2012 yılında büro bakım gideri adı altında 60.000,00 TL, 2013 yılında mimarlık mühendislik müş. proje gideri adı altında 118.241,00 TL, ofis kiralama adı altında 45.000,00 ve nakliye/taşıma gideri adı altında 1.397,00 TL olmak üzere 164.638,00 TL tutarında faturaların alınmış olduğu, özellikle ofis kiralama ve büro bakım giderinin faaliyet geliri bulunmayan bir firma için ticari hayatın olağan akışına uymayacak mahiyette yüksek olduğu, dava dışı şirketin davalının tasarrufu altında olan banka hesaplarından yine ortak olduğu ... A.Ş.’ye sadece 2013 yılında 93.300,00 aktarıldığı, davalının 6102 sayılı TTK"nın 626"ncı maddesine aykırı davrandığı, davalının müdürü olduğu şirketin menfaatlerinden ziyade yönetim kurulu üyesi ve başkanı olduğu şirketin menfaatlerini gözettiği, bağlılık yükümlülüğünün ihlâlinin de müdürün azli bakımından haklı sebep teşkil ettiği, izin olmamasına rağmen davalının aynı/benzer konu olan taahhüt ve inşaat işinde faaliyet gösteren ... A.Ş. ile Tasfiye Halinde ... Ltd. Şti. müdür sıfatına haiz olduğu ve haksız rekabette bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalının dava dışı ... Ltd. Şti. müdürlüğü görevinden azli ile temsil, yönetim ve ilzam yetkisinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalının limited şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özet olarak açıklandığı gibi davalının şirketle rekabet etme yasağına aykırı davrandığı, ayrıca dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi raporu esas alınarak şirketi yüksek maliyetli gereksiz harcamalar ile zarara uğrattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK"nın 626. maddesine göre müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Maddenin 2. fıkrası gereğince de şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Aksi halde aynı Yasa"nın 630/2 ve 3. fıkraları gereğince mahkemece müdürlük görevi kaldırılabilir veya sınırlandırılabilir.
Bu yasal durum somut olay bakımından değerlendirildiğinde; mahkemece dosya üzerinden alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davalı müdürün şirketi zararlandırıcı işlemlerde bulunduğu, şirketle rekabet yasağına aykırı davrandığı, müdürlükten azil şartlarının oluştuğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi ile davacılara ait bir kısım hisseler davalı ve eşine devredilmiş, ayrıca ortak olunan şirket için inşa edilecek termal tesislerle ilgili olarak davalının yapacağı işler ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Tesisin hizmete açılması aşamasına ve sonrasında müşteri portföyü oluşturulmasına ilişkin devrelerde yapılacak tüm masrafların %50 olarak üstlenileceği benimsenmiştir.
Sözleşmenin ilk aşamasında inşaat mahalli olan ... ilinde şirket işlerinin yürütülme merkezi olarak büro kiralanmış,inşaat proje çalışmaları için malzeme temini yoluna gidilmiş, malzemelerin bir kısmı da davalının ortağı ve yöneticisi olduğu dava dışı ... A.Ş. ve T.H ... Ltd. Şti."nden temin edilerek tarafların ortağı olduğu ... Ltd. Şti."ye fatura edilmiştir. Anılan şirketin zararını oluşturan kalemlerin büyük kısmını büro kira bedeli ile bakım ve inşaat malzemeleri faturaları oluşturmaktadır.
Dosya içeriğine göre şirketin termal tesis yatırımının maliyeti 10.000.000 TL"nin üzerindedir. Davalının müdür sıfatı ile yaptığı işlemler nedeniyle oluştuğu iddia edilen zarar ise büro bakım gideri adı altında ¨60.000 TL (788540 no.lu ft ile) Mimarlık Mühendislik Müş. Proje Gideri adı altında ¨118.241,00 (788541 no.lu ft ile) Ofis Kiralama adı altında ¨45.000,00 ve (788542 no.lu ft ile) Nakliye-Taşıma Gideri adı altında ¨1.397,00 olmak üzere 164.638,00 tutarında faturalardan kaynaklandığı dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Ancak, bu masrafların ve işlerin gerçekte yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise rayiç maliyetin üstünde bir faturalandırma olup olmadığı, büro bakım ve kira bedelinin mecurun konumu itibarıyla makul bir bedel olup olmadığı yöntemince belirlenmemiştir.
Öte yandan; davalının dava dışı şirketlerde yöneticilik yaptığı ve rekabet yasağına aykırı davrandığı ve bu nedenle de müdürlükten azli gerektiği kabul edilmiş ise de, davalı yargılamanın tüm aşamalarında başka şirketlerde yöneticilik yaptığının davacılar tarafından baştan itibaren bilindiğini, davacı ..."nın ve davalının her ikisinin de mimar olduklarını, buna rağmen rekabet yasağı iddiasının ileri sürülmesinin iyiniyetli olmadığını savunmasına rağmen bu savunma üzerinde de durulmamıştır.
O halde mahkemece tarafların ortağı olduğu şirketin zararını oluşturan masrafların gerektiğinde yerinde keşif yapılmak suretiyle yapılması gereken gerçek ve makul masraflardan olup olmadığının belirlenmesi, ayrıca davalının başka şirketlerde yönetici olduğunu davacıların ortaklık sözleşmesi ve sonraki süreçte bildikleri ve iyiniyetli olmadıkları yönündeki davalı savunmasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre TTK"nın 630/3 maddesindeki yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal edilip edilmediğinin belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.