MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
DÜŞÜNCE : Onama

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tüm dosya içeriğinden, sanıkların olay tarihinde mağdurdan, ... adlı kadını bulup konuşmak amacıyla yanlarına getirmesini istedikleri, mağdurun adı geçen kadını aramasına rağmen bulamadığı ve sanıkların bulunduğu birahaneye geldiği, bunun üzerine sanıkların mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladıkları ve “... ... buraya gelmezse senin buradan ölün çıkar...” biçiminde sözlerle tehdit ettikleri, mağduru yaklaşık iki saat burada alıkoyduktan sonra bir araca bindirip götürdükleri esnada mağdurun araçtan atlayarak kaçtığı ve olayı polise intikal ettirdiği anlaşıldığından mevcut haliyle sanıkların eylemlerinin kül halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturup olay sırasında mağdura karşı gerçekleştirilen kasten yaralama ve tehdit eylemlerinin de bu suçun cebir ve tehdit unsurları içinde yer aldığı gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarları itibariyle kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.