19. Hukuk Dairesi 2015/4360 E. , 2015/9273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili banka ile davadışı... arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının davadışı bu şirketin doğmuş ve doğacak tüm borçları için banka lehine ipotek verdiğini ve ipotek senedinde davalının ipotek limiti kadar ayrıca davadışı şirketin borçlarına müştereken ve müteselsil kefil de olduğunu, kredi borcu ödenmediğinden hesabın kat edilerek, 18.03.2010 tarihli ihtarın gönderildiğini, toplam 620.220,81-TL" ye ulaşan borç ödenmediğinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takiplerine başlandığını, davadışı asıl borçlu şirkete karşı menkul rehinine istinaden davadışı takip yapıldığını, davalı ... davadışı asıl borçlu şirkete karşı davadışı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını ve yine davalı ... tüm müteselsil kefiller aleyhine ... nün 2010/1074 sayılı dosyasından dava konusu icra takibinin yapıldığını, ancak davalının sadece ipotek verdiğini ve şahsi sorumluluğu olmadığından bahisle itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın toplam 694.681,86-TL" lik kısmının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davadışı şirketin bankadan teminat mektubu alabilmesi için 15.07.2009" da taşınmazlarını ipotek verdiğini, bu sırada 16.07.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinin mevcut dahi olmadığından, ortada bir kredi sözleşmesi dahi yok iken bu şekilde alınan bir kefaletin geçerli olmadığını, müvekkilinin sonradan düzenlenen genel kredi sözleşmesinde imzası da olmadığından, sorumluluğunun sadece ipotek veren 3. kişi olmasıyla sınırlı olduğunu, ayrıca ipotekli taşınmazlar satılıp bankaya ödeme yapıldığı halde işbu takipte bu miktarlar düşülmeden talep edilmesinin doğru olmadığını beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; genel kredi sözleşmesinin davadışı Dalyan Gıda Maddeleri Ltd Şti. ile yapıldığı, davalının bu sözleşmede müteselsil kefil imzasının olmadığı, sadece davalıya ait taşınmazların teminat adı ile davacı banka lehine ipotek verildiği, davalının şahsi sorumluluğunun sözkonusu olmayıp, sadece taşınmazları yönünden sorumlu olduğu, bu taşınmazların da takip esnasında 3. bir kişiye satılarak, bu 3.kişinin borcu
üstlendiği gerekçeleriyle, davanın reddine, davacının kötüniyetli olarak takip yaptığı ispat edilemediğinden ve davalı tarafından talep de edilmediğinden tazminata dair karar verilmediğine hükmedilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 123/son maddesindeki harç istisnası yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi"nin 14.01.2010 tarih, 2008/81 Esas ve 2010/8 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Davacı temlik alan ...., dava konusu alacağı ...rçtan muafiyeti bulunmamaktadır. Dava değeri 694.681,86-TL olarak gösterilmiş olup, dava açılırken karar ve ilam harcının ise yatırılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, Harçlar Kanunu"nun 28/1-a ve 32. maddeleri de dikkate alınarak, eksik harçlar tamamlanmadan davaya devam edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Dosya içeriğinde yer alan ipotek akit tablosunda davalının imzası bulunmaktadır. Öte yandan ipotek akit tablosunun 2.maddesinde yer alan kefalet koşulu da söz konusu ipoteğin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce, 15.07.2009 tarihinde kurulmuş olması nedeniyle geçerlidir. İpotek akit tablosunda ipotek verenin ayrıca müteselsil kefil olduğuna ilişkin kayıt bulunması nedeniyle davalının genel kredi sözleşmesinde imzasının olmaması kefalet sorumluluğunun bulunmadığı anlamına gelmez.Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.06.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, ipotek senedinde yer alan kefalet kaydına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Kural olarak banka kredilerinin teminatı için verilen ipotek senedi tapu sicil müdürlüğünde, kefalet sözleşmesi ise bankada düzenlenip imzalanır.
Banka tarafından verilecek kredi için sınırlı bir teminat vermek isteyen kişiye tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen ipotek senedi içine bir kefalet kaydı yerleştirerek imzalatılması halinde bu kefalet kaydı sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı bir genel işlem şartı olup 6098 sayılı TBK’nun 21/2.maddesi gereğince yazılmamış sayılır.
Ayrıca banka tarafından düzenlettirilen ipotek senedinde kullandırılan krediye sadece ipotek ile sınırlı bir teminat vermek isteyen kişi aleyhine ipotek senedine ayrıca kefalet kaydı eklenmesi dürüstlük kuralına aykırı olarak onun aleyhine ve onun durumunu ağırlaştıracak nitelikte bir genel işlem şartıdır.
Bu işlem 6098 sayılı TBK’nun 25.maddesi gereğince yasaklanmış olduğundan, mutlak butlanla batıldır.
Davaya dayanak yapılan ipotek senedi 15.07.2009 tarihinde ve TBK’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenmiştir.
Ancak 6101 sayılı TBK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2.ve 7.maddeleri gereğince TBK’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın görülmekte olan davalarda da uygulanır.
Banka tarafından verilecek bir krediye hem ipotek vererek hem de kefil olarak teminat verecek kişiye ipotek senedi tapu sicil müdürlüğünde kefalet sözleşmesi bankada imzalatılmalıdır. Nitekim ipotek vermeyen kişiler kefalet sözleşmesini bankada imzalamaktadırlar.
Bir krediye sadece ipotek teminatı veren kişiye tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen ipotek senedi içine bir cümle kefalet kaydı eklenerek onun banka kredisine kefil yapılmak istenmesi ipoteğin tesisi amacına aykırıdır.
Böyle bir davranışın bir itibar ve güven müessesesi olan bankalar tarafından yapılmış olması hukuk düzenince kabul edilemez.
Somut olayda TBK’nun 21/1 ve 25.maddeleri gereğince hem yazılmamış sayılma (yokluk), hem de mutlak butlan (hükümsüzlük) nedenleriyle hukuki kıymeti bulunmayan ipotek senedinde yer alan kefalet kaydına değer verilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle gerekçesi düzeltilerek onanması gerekirken, aksi düşüncelerle verilen saygıdeğer çoğunluğun bozma kararına muhalifim. 23.06.2015