12. Ceza Dairesi 2018/1805 E. , 2019/12055 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 70, 75, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün, 6-386; 30.11.2010 gün, 5-237; 29.05.2007 gün, 114-113; 26.05.2009 gün ve 50-130 sayılı ve benzer kararlarında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
İncelenen dosyada; 05.08.2017 tarihli ve 30145 Mükerrer sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasındaki 15 günlük sürenin istinaf mahkemelerine ilişkin temyiz süresini düzenlediği, daha önce Yargıtay incelemesinden geçen dosyalara ilişkin temyiz süresinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesine göre 1 hafta olduğu gözetilmeksizin, hüküm fıkrasında temyiz süresinin 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin yokluğunda verilen ve kendisine 27.12.2017 tarihinde tebliğ edilen hükme ilişkin 10.01.2018 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Sanığın aşamalarda verdiği benzer ifadelerde, bulunduğu araçta ele geçirilen suça konu iki adet kılıcın, yaklaşık 10 yıl kadar önce dedesine ait yıkık evden çıktığını, bunları o zamandan beri evinde bulundurduğunu beyan etmesi karşısında, eyleminin 2863 sayılı Kanunun 70. maddesinde yer alan suçu oluşturduğunun anlaşıldığı olayda; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sanığın mahkemedeki savunmalarına hiç önem verilmediğine dair yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
19.04.2017 tarih 2016/8657 esas 2017/3295 karar sayılı bozma ilamında belirtildiği üzere ilk hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle sanık hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezasının CUMK’nun 326/son maddesi uyarınca infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, temyize konu hükmün de sadece sanık müdafii tarafından temyiz edildiği ve hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi hususu yönünden de sanık lehine kazanılmış hak oluştuğu göz önüne alınarak, hükmün 4. paragrafının devamına “ 04/05/2016 tarih ve 2015/229 esas, 2016/291 karar sayılı hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyizi üzerine bozulması nedeniyle sonuç ceza miktarı sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle, sanık hakkında tayin edilen 5 ay hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince 150 gün adli para cezasına çevrilmesi, sanığın sosyal, ekonomik ve şahsi durumu nazara alınarak TCK’nın 52/2. maddesi gereğince günlüğü takdiren 20 TL den 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılması hususunun infaz aşamasında gözetilmesine ” şeklinde düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.