20. Hukuk Dairesi 2017/8000 E. , 2017/7425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki Tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 07/02/2017 gün ve 2016/7836 E. 2017/839 K. sayılı ilamıyla Onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından işin esasına ve vekalet ücretine yönelik olarak kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 26/05/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyünde, tapu sicilinin 15.05.1981 tarih, ... yevmiye, 148 cilt, 9 sayfa, 10 sıra numarasında kayıtlı, tarla vasfında 18 hektar 3.800 m2 taşınmazın, 1981 yılında 29 numaralı Orman Kadastro Komisyonunun 13.07.1981 tarihinde kesinleşen kararı ile orman sınırları içinde bırakıldığını, dayanılan tapu kaydının orman sınırlaması içinde kaldığından söz edilerek genel arazi kadastrosunda uygulanmadığını, tapu sicili kaydının, mülkiyetin varlığı yönünden hak karinesi oluşturduğundan 2644 sayılı Tapu Kanununun 31. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesine göre tapu kaydı uygulaması yapılarak taşınmazın geometrik durumu ve sınırlarının fen elemanı marifeti ile belirlenmesini, davalı Hazine adına orman vasfı ile tapuya tescilini, mülkiyet değerinde oluşan zararının Anayasanın 35, TMK"nın 1007, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve eki 1nolu protokolün 1. maddesi gereğince, 16.05.1956 gün ve 1/6, 1/7sayılı YİBK uyarınca, şimdilik 10,000.- TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 17/06/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat bedelini 549,000 TL"ye yükseltmiş, sadece 25.20 TL maktu harç yatırmış ve nispi ıslah harcı yatırılmamış mahkemece de tamamlattırılmamıştır.
Mahkemece, 1980 yılında taşınmazın orman kadastrosunun yapıldığı, tespitin 1982 yılında itirazsız kesinleştiği, arazi kadastrosunda orman tahdit alanında kaldığı için sınırlandırma ve tespit görmediği, uygulanmayan tapu kaydı nedeniyle davacı tarafça kadastro komisyon çalışmalarına yönelik olarak dava tarihine kadar yapılmış bir itirazın olmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/4. maddesi “Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybeder. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu müdürlüklerinde işlem yapılamaz.” hükmü gereğince, kadastro çalışmaları sırasında uygulanmayan tapu kaydının hukuki geçerliliği kalmadığı gibi, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince, zararın tazmini için Borçlar Kanununun 146. maddesinde yazılı 10 yıllık zamanaşımı süresinin de geçtiği gerekçesiyle 1- Açılan davanın reddine 2- Peşin alınan harçtan alınması gerekli 25,20 TL maktu red harcının düşümü ile kalan harcın davacıya iadesine, 3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre hesaplanan 34.960,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairenin 07/02/2017 gün ve 2016/7836 E. 2017/839 K. sayılı ilamıyla “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,” karar verilmiştir.
Davacı ... vekilinin işin esasına ve vekalet ücretine yönelik karar düzeltme dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu ve tapu kaydının halen ayakta olduğunu, hak düşürücü süre sözkonusu olmadığını, mülkiyet hakkının zaman ötesi bir hak olduğunu, davanın reddi nedeniyle davalı Hazine lehine hükmedilen nispi vekalet ücretinin hatalı olduğunu oysa maktu takdir edilmesi gerektiğini beyanla onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde işin esasına ilişkin değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usul ve yasaya da uygun bulunduğundan davacı vekilinin esasa ilişkin karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
Ancak; Dava tazminat istemine ilişkindir. Dava 10.000.TL değer üzerinden açılmış davacı vekili 17/06/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat bedelini 549,000 TL ye yükseltmişse de, sadece 25.20 TL maktu harç yatırılmakla yetinilmiş ve nispi ıslah harcı yatırılmamış olduğu gibi mahkemece de tamamlattırılmamıştır. Bu durumda davanın reddi nedeniyle dava değeri üzerinden nisbi, bu değerin maktu vekalet ücretinin altında kalması durumunda da maktu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu konuda yanılgıya düşülerek kararda yazılı olduğu şekilde nisbi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değilse de usul ekonomisi yönünden bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu nedenle düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan işin esasına ilişkin davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
2- Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik olarak karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairenin 07/02/2017 gün ve 2016/7836 E. 2017/839 K. sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILARAK bunun yerine, [""İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava Tazminat istemine ilişkindir. Dava 10.000.TL değer üzerinden açılmış davacı vekili 17/06/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat bedelini 549,000 TL"ye yükseltmişse de, sadece 25.20 TL maktu harç yatırılmakla yetinilmiş ve nispi ıslah harcı yatırılmamış olduğu gibi mahkemece de bu harç tamamlattırılmamıştır. Bu durumda davanın reddi nedeniyle dava değeri üzerinden nispi, bu değerin maktu vekalet ücretinin altında kalması durumunda da maktu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu konuda yanılgıya düşülerek kararda yazılı olduğu şekilde nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değilse de usul ekonomisi yönünden bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu nedenle düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenle; Hükmün (3) numaralı bendinin “3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre hesaplanan 34.960,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,” tamamen hüküm yerinden çıkartılmasına, bunun yerine 3 numaralı bent olarak “3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre maktuen hesaplanan 1500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,” cümlesi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,"" cümlesi yazılmak suretiyle DAİRE KARARININ DÜZELTİLMESİNE 09/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.