Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/2157
Karar No: 2019/347
Karar Tarihi: 26.03.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2157 Esas 2019/347 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/2157 E.  ,  2019/347 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Konya 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.04.2013 tarihli ve 2012/125 E., 2013/123 K. sayılı karar davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 17.06.2014 tarihli ve 2013/11865 E., 2014/14169 K. sayılı kararı ile:
    (…Dava, davacı şirket tarafından sigortalı....."nun tedavisinde kullanılan tıbbi malzeme gideri 3327,00 TL"nin davalı Kurumca ödenmemesi nedeniyle 3327,00 TL"nin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
    Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
    İş mahkemeleri, 5521 sayılı Yasa ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir.
    Somut olayda davacı şirket ile davalı Kurum arasında özel hukuk kurallarına göre tanzim edilmiş sözleşmeden kaynaklanan ihtilafın bulunduğu ve taraflar arasında sigortalılık ilişkisinin bulunmadığı, buna göre dava konusunun genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği açıktır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgularda yanılgıya düşülerek, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekirken; işin esasına girilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI


    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, tıbbi cihaz bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkili şirketin ... Başkalığı nezdindeki sigortalı hastalara tıbbi cihaz temin eden bir firma olduğunu, sigortalı.....isimli hastaya tıbbi malzeme temin ettiğini ve sigortalının Meram Eğitim Araştırma Hastanesinde Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde femur boyun kırığı tanısı ile ameliyat olduğunu, bu tedavi için müvekkili şirket tarafından temin edilen tıbbi malzemenin değerinin 3.327,48TL olup,.....gibi birçok hasta için temin edilen tıbbi cihaz bedellerinin Kurumdan faturaların aslı olmadığı gerekçesiyle temin edilemediğini, ancak Sosyal Güvenlik Kurumları Harcama Belgeleri Yönetmeliği"nin 5. maddesi gereği aslının temin edilemediği durumlarda onaylı örnekleri ile de ödemenin yapılabileceğinin düzenlendiğini, zira belgelerin aslının müvekkil şirkette bulunmadığını ve asıllarının kaybolduğunu, onaylı suretlerinin ise Kuruma gönderildiğini, buna rağmen Kurum tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen tıbbi cihaz bedeli olan 3.327,00TL’nin Kurumdan faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... Başkanlığı vekili; davacı ... San ve Tic. Ltd. Şti. yetkilileri tarafından 13.11.2009 tarihli dilekçe ile 13 hastaya ait masrafların fatura bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, bu talep üzerine.....isimli hastanın 2007 yılında Meram Eğitim Araştırma Hastanesi"nde Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde femur boyun kırığı tanısı ile ameliyat olduğunu, ancak geri ödemesi istenilen tıbbi malzeme gideri için eklenmesi gereken belgelerin bulunmadığını, tekrar belgelerin istenmesine rağmen söz konusu belgelerin asıllarının kaybedilmiş olması nedeniyle temin edilemediğini, bunun yerine belge fotokopilerinin "aslı gibidir" şerhi düşülerek verildiğini, geri ödemelerde ibrazı istenilen belgelerin fotokopisi veya onaylı suretleri ile işlem yapılmasının mümkün bulunmadığını, davacıya ödeme yapılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davacı şirketin davalı Kurum sigortalılarının tedavileri esnasında hastanelerde kullanılan tıbbi malzeme ve cihazları temin eden şirket olduğu, sigortalı....."nun 06.09.2007 tarihinde Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyat olduğu, ameliyat esnasında kullanılan bir kısım cihazların davacı firma tarafından temin edilerek hastaneye verildiği ve hastanın tedavisinde kullanıldığı, kullanılan cihazların faturasının davacı şirket tarafından düzenlenerek 28.01.2010 tarihinde davalı Kuruma gönderildiği, Kurum tarafından aslının ibraz edilmesi gerektiği halde fotokopi belgelerle ödeme talep edilmesinin mümkün olmadığından davacının ödeme talebinin red edildiği ancak fotokopi belgelerle fatura bedeli talebinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı ... Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece; aynı taraflar arasında aynı sebeple açılan birçok dosyanın İş Mahkemesi sıfatıyla bakılarak çözüldüğü ve Yargıtay incelemesinden geçtiği, görevsizlikle ilgili bir bozmanın bulunmadığı, aksine Yargıtay kararlarında sözleşmeden kaynaklanan bir borcun bulunmadığının kabul edildiği, ayrıca taraflar arasında malzeme temini hususunda özel sözleşme tanzim edilmemiş olduğu, davanın hukuki dayanağının sözleşmeden kaynaklanmadığı, Sosyal Güvenlik mevzuatından kaynaklandığı ve davanın da usulen ispatlandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı Kurum arasında sözleşmeden kaynaklanan bir borcun bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre somut olayda İş Mahkemesinin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Genel anlamda bir mahkemenin görevi; belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece (hüküm) mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bir yerdeki ilk derece (hüküm) mahkemeleri; genel mahkemeler ve özel mahkemeler olmak üzere ikiye ayrılır. Genel mahkemeler ise asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Anılan Kanunun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, 115. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.


    Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Bu kapsamda iş mahkemelerinin görevi ilk olarak 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile düzenlenmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Buna karşılık 25.10.2017 tarihinde 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. 7036 sayılı Kanun ile de göreve ilişkin kurallar ihdas edilmiştir. Anayasa Mahkemesi"nin 21.12.2006 tarihli, 2003/75 E., 2006/114 K. sayılı kararında da ihtisaslaşmayı esas alan bu düzenlemelerin kamu yararı amacıyla getirildikleri ve yargı ayrılığı ilkesine aykırı olamadıkları belirtilmiştir. Bu noktadan hareketle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun görevi düzenleyen 5’nci maddesinde,
    “İş mahkemeleri;
    a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
    b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere ... veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
    c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,
    ilişkin dava ve işlere ....” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 134. maddesinde bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 101. maddesine göre, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Davaya konu tıbbi cihaz bedelinin iadesi istemi temelinde sosyal güvenlik hukukuna dayanmakta olup, hem 506 sayılı Kanun hem de 5510 sayılı Kanun kapsamında somut olay çözülmelidir. İşin esası yönünden 5510 sayılı Kanun"un 63. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile, (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usûl ve esasları Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.” düzenlemesi ile Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği"nin 22. maddesindeki, “Kurum, finansmanı sağlanan ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerini ve bu malzemelerin temini, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri ile, ödeme usul ve esasları Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.” düzenlemesi temel alınıp, davacı ile davalı Kurum arasında var olan ihtilaf neticelendirilecektir.
    Uyuşmazlığın çözümü yönünden belirtilmesi gereken bir diğer husus ise, 22.03.1944 tarihli, 1939-37 Esas, 1944-9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Genel Kurulunun kararında halefiyete dayalı olarak açılan davalarda görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında ilk hukuki ilişki kurulan taraflar arasında hangi mahkeme görevli ise, yine o mahkemenin görevli olacağı ayrıca vurgulanmıştır.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde; mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir. Dosya kapsamına göre dava, davacının ... ile yaptığı bir sözleşmeye dayanmamakta olup, sözleşmeden kaynaklanan bir borç bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın temelinde, Kurumun sigortalıya sağlamakla yükümlü olduğu sağlık yardımlarının ödettirilmesi isteği vardır. Davacı şirketin davasında haklı olup olmadığı, aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ancak sağlık sigortasının kapsam ve koşullarını düzenleyen sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde belirlenebilir.
    Hâl böyle olunca yerel mahkemenin taraflar arasında malzeme temini hususunda özel sözleşme tanzim edilmemiş olduğu, davanın hukuki dayanağının sözleşmeden kaynaklanmadığı, Sosyal Güvenlik mevzuatından kaynaklandığına dair direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Ne var ki, bozma nedenine göre davanın esasına yönelik davalı ... Başkanlığı vekilinin diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme kararı yerinde olup; davalı ... Başkanlığı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için, dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.03.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi