11. Ceza Dairesi 2015/9955 E. , 2017/3711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçu hakkında mahkumiyet
Dolandırıcılık suçu hakkında mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
I- Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelemesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar 5560 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/12 maddesi uyarınca itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, gereği merciince yerine getirilmek üzere dosyanın mahalline İADESİNE,
II- Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelemesine gelince;
1- Sanığın Alternatif Bank AŞ. İzmit Şubesine kendi adına kredi açılmasını sağlamak amacıyla mağdurun borçlu, kendisinin de alacaklı olduğu 3 adet sahte senet verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın suçlamayı kabul etmediğini, bahse konu senetleri mağdurun verdiğini savunması, mağdurun senetleri kendisinin düzenlemediğini, imzanın kendisine ait olmadığını söyleyerek itirazda bulunması, bunun üzerine soruşturmada Emniyet Kriminal Laboratuvarı görevlileri bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda senetteki yazı örneklerinin sanığa ait olduğunun, mağdur imzasının ise mağdur veya sanığın ellerinden çıktığını gösterir nitelikte kaligrafik ve grafolojik bulgunun tespit edilemediğine dair rapor tanzim edilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi bakımından, öncelikle dosyanın yeniden alanında uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, Emniyet Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen önceki raporda gözetilip, mağdura atfen atılan imzaların aidiyeti hususunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, mağdura atfen atılan imzanın bu kişiye ait olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığının, eylemin bir bütün olarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunun, ancak belge sayısının TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.