15. Ceza Dairesi 2017/6741 E. , 2019/9166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik ve hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık
24/05/2011(Şükrü ve Hüseyin"e yönelik eylemleri için)
21/09/2011 (..."a yönelik eylemi için)
HÜKÜM : 1-Katılanlar ..., ... ve ..."e yönelen eylemler nedeniyle;
a-TCK.nın 158/1-d, 35, 43, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK.nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Katılan ..."e yönelen eylemler nedeniyle; a-TCK.nın 159/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b- TCK.nın 207/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Katılanlar ..., ... ve ..."e yönelen eylemler nedeniyle; TCK.nın 207/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
4-Müştekiler ... ve ..."e yönelen eylem nedeniyle; TCK.nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
5-Müşteki ..."a yönelen eylem nedeniyle;
a-TCK.nın 158/1-d, 35, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK.nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından, özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Zahirecilik yapan sanığın, katılanlar ..., ... ve ... borçlu ve kefil imzaları sahte olarak oluşturulmuş 9.500 TL bedelli senet ile aleyhine Çarşamba İcra Müdürlüğü’nün 2011/2170 esas sayılı dosyası üzerinden, borçlu imzaları sahte olarak oluşturulmuş 7.500 TL bedelli senet ile müştekiler ... ve ... aleyhine Çarşamba İcra Müdürlüğü"nün 2011/1859 esas sayılı dosyası üzerinden, boçlu imzası sahte olarak oluşturulmuş 4.000 TL bedelli senet ile müşteki ... aleyhine Çarşamba İcra Müdürlüğü’nün 2011/3392 esas sayılı dosyası üzerinden, borçlu imzaları sahte olarak oluşturulmuş 6.500 TL bedelli senet ile katılan ... ve müştekiler, ... ve ... aleyhine Çarşamba İcra Müdürlüğü"nün 2011/2188 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, katılan ... ve müştekiler, ... ve ... aleyhine başlattığı icra takibinin Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesi"nin 22/06/2011 tarih ve 2011/194 sayılı kararı ile iptal edildiği, ancak sanığın icra takibi iptal edildikten sonra katılan ..."ün oğlu tanık ..."den "İcra işlemini kapatmak karşılığı" haricen 6.000 TL tahsil ettiği, bu şekilde sanığın katılanlar ..., ..., ...’e ve müşteki ...’a yönelik ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, katılan ...’e yönelik nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik, katılanlar ..., ... ve ...’e yönelik, müştekiler ... ve ...’e yönelik, müşteki ...’a yönelik eylemleri için ayrı ayrı resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanığın, katılan ..., ... ve ..."e karşı özel belgede sahtecilik suçundan, katılanlar ..., ... ve ... ile ..., müştekiler ... ve ..."e karşı eylemleri nedeniyle ayrı ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılan beyanları, tanık anlatımları, ekspertiz raporları ve dosya kapsamına göre; sanık hakkında katılan ..., ... ve ..."e karşı eylem nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan düzenlenen iddianeme tarihinin 08/09/2011 olduğu, diğer sahtecilik eylemleri arasında suç tarihleri itibari ile hukuki kesintinin oluştuğu, ayrıca senette tanzim yerinin ve borçlunun imzasının yanında adres bilgisinin bulunmaması nedeniyle suça konu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı, katılanlar ..., ... ve ... ile ..., müştekiler ... ve ..."e karşı eylemler yönünden ise; sanığın katılan ve müştekiler aleyhine farklı tarihlerde sahte oluşturulan senetlerle, farklı tarihlerde ayrı ayrı icra takibinde bulunduğu, böylece her bir icra takibi açısından, ayrı ayrı suç işleme kastı ile hareket ettiği, bu durumda her bir eylemin ayrı ayrı sahtecilik suçunu oluşturacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki 5237 TCK’nın 43. maddesi yönünden bozma düşüncesine iştirak edilmeksizin, sanığın özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı ve delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne, O yer Cumhuriyet savcısının sahtecilik suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanığın katılanlar ..., ... ve ...’e karşı zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan, katılan ..."e karşı hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında katılanlar ..., ..., ..., ..."ın kendisine borcu olduğunu belirterek suçlamaları kabul etmemişse de; sanığın, dosyaya katılanlar ..., ..., ..., ..."ın borçlu olduğuna dair herhangi bir delil sunamaması, katılanlar ..., ..., ..., ..."ın beyanlarında sanığa borçlu olmadıklarını ifade etmeleri, katılan ...’ün sanığa oğlu ..."ün borcu olduğunu, senedin bu nedenle sanık tarafından düzenlendiğini, borcun diğer oğlu tanık ... tarafından sanığa ödendiğini belirterek borcun ödendiğine ilişkin tanık ... ve sanık tarafından imzalanan 30.06.2011 tarihli belgeyi sunması, ekspertiz raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçlarını işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar sanık tek bir icra dosyası üzerinden katılanlar ..., ... ve ... hakkında icra takibi başlatmışsa da; takip konusu senette her bir katılan borçlu gösterilerek, her bir katılandan icra takibi yolu ile alacak tahsil edilmeye çalışıldığından, sanığın eyleminin zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilmeyip, tek suç oluşturacağı yönündeki tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında katılanlar ..., ... ve ...’e karşı zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde katılanlar ..., ... ve ...’e yönelik eylem nedeniyle 240 tam gün, katılan ..."a yönelik eylem nedeniyle 30 tam gün,olarak tayin edilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümler fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "240 gün", " 120 gün ", “150 gün”, “125 gün” ve "2.500 TL" terimleri ile “30 gün”, “15 gün”, “12 gün”, “240 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün ", "2 gün ", “1 gün” ve "20 TL" ibarelerinin ayrı ayrı eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.