Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/2156
Karar No: 2019/346
Karar Tarihi: 26.03.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2156 Esas 2019/346 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/2156 E.  ,  2019/346 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kocaeli 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.07.2013 tarihli ve 2011/286 E., 2013/327 K. sayılı karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 22.09.2014 tarihli ve 2013/17819 E., 2014/18133 K. sayılı kararı ile:
    "…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, davacının dava dışı ....Holding AŞ işyerinden bildirilen 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasındaki hizmetlerinin davalı Kurum tarafından iptali neticesinde 01.05.2009 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesilen yaşlılık aylığının yeniden tahsisine, ödenmeyen aylıkların ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına dava dışı ....Holding AŞ unvanlı..... sicil numaralı işyerinde 03.02.2006 tarihinden itibaren çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesi verildiği, davacının 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, ..... sicil numaralı işyerinin Trabzon ilinde 03.02.2006 tarihinden itibaren kanun kapsamına alındığı, davalı Kurum tarafından 18.06.2007 tarihinde davacının hizmetinin bildirildiği söz konusu işyerinde yapılan denetimde, işyerinin kapalı olduğu, camından içeri bakıldığında dağınık ve pis olduğu, komşu işyerlerinden sorulduğunda, söz konusu yerde hiç faaliyetin olmadığını söylediklerinin tespit edildiği, işyeri yetkilisi ortaklardan biri olan Murat Yıldırım"ın davalı Kurum tarafından alınan ifadesinde, pazarlama işi yaptıklarını, bunun için ağırlıklı olarak İzmit"te faaliyet gösterdiklerini, işyeri merkezini de Trabzon"dan İzmit"e taşıyacaklarını beyan ettiği, Kocaeli SGM tarafından, davacı ile birlikte 2 işçinin ifadesinin alındığı, şirketin Trabzon"da faaliyetinin olup olmadığını bilmediklerini, medikal ürün pazarlama işi yaptıklarını, önce Şen İş Merkezinde, daha sonra Şafak Apartmanında çalıştıklarını beyan ettikleri, söylenen adreslerde yapılan araştırmada, komşu işyerlerinin medikal ürün pazarlama işi yapan bir şirket olduğunu ama ismini hatırlamadıklarını beyan ettiğinin tespit edildiği, nihayetinde davalı Kurumun 02.10.2009 tarih, 131 sayılı Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu raporu ile..... sicil numaralı Trabzon"da bulunan işyerinin sahte olduğu, gerçekte faaliyetinin olmadığı, bu sebeple bu işyerinden bildirilen 2006/Şubat-2007/Mayıs arasındaki hizmetlerin iptali, ancak içlerinde davacının da olduğu 37 kişinin Kocaeli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü bölgesinde tescilli işyerinde fiilen çalışmış olabilecekleri kanaatiyle bu sigortalıların gerek ifadelerinin alınması gerekse söz konusu işyerinin Kocaeli ilinde tescilli bulunan ilgili işyerlerine ait kayıtların incelenmesi yoluyla hizmetleri iptal edilenlerden fiilen çalıştıkları tespit edilenlerin Kocaeli"nde tescilli işyerinden, tescilli işyeri olmaması halinde re"sen tescil edilecek işyerinden tescillerinin yapılmasına ve hizmetlerinin kazandırılmasına karar verildiği, davalı Kurumun 02.03.2006 tarihinde Zuhal Örsseven isimli bir sigortalının dava dışı ....Holding AŞ işyerinde çalıştığı halde hizmetinin Kuruma bildirilmediğine ilişkin şikâyeti üzerine Şen İş Merkezi Kocaeli adresinde denetim yaptığı ve işyerinde çalışan iki kişi tespit etmesi sebebi ile de tescilsiz olan işyerinin tesciline karar verdiği, ....Holding AŞ adına 1072547 sicil numarası ile Kocaeli ilinde işyeri tescil edildiği, davacıya 01.05.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak davalı Kurum tarafından ....Holding AŞ işyerindeki hizmetlerinin iptali üzerine yaşlılık aylığı şartlarına haiz olmadığından aylığının kesildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının Trabzon ilinde tescil edilmiş..... sicil numaralı işyerinden bildirilen hizmetlerinin iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin yerinde olduğu ortadadır. Yapılan araştırma ve incelemelerden Trabzon ilindeki işyerinin faal olmadığı tespit edilmiştir. Dava konusu hizmetler de faal olmadığı anlaşılan bu işyerinden bildirilmiş olan hizmetlerdir. Davacının fiili ve gerçek bir çalışması olduğundan bahisle Kocaeli ilinde geçen çalışmalarının tespitini istemesi her zaman mümkündür. Ancak davanın konusunun Trabzon ilindeki işyerinden bildirilen hizmetin ve bunun neticesinde yaşlılık aylığının iptaline ilişkin olduğu göz önünde bulundurulmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, yaşlılık aylığının kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali ve yaşlılık aylığının kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasında dava dışı ....Holding A.Ş. Özel Sağlık Hizmetlerinin Alemdar Caddesi Şen İş Merkezi Kat:4 No:142-143 İzmit adresinde çalıştığını, 31.04.2009 tarihi itibariyle emekli olarak yaşlılık aylığı almaya başladığını, Kurumun ....Holding A.Ş. Özel Sağlık Hizmetleri’nde geçen çalışmalarını sahte iş yeri olduğu gerekçesiyle iptal etmesi sonucu 2011 yılının Nisan ayında emekli aylığının kesildiğini, Kurumun mahkeme kararı olmadan yaşlılık aylığını kesmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yaşlılık aylığının başlangıç tarihi itibariyle kesilmesi nedeniyle kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasını ve ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacının 28.04.2009 tarihli tahsis talebine istinaden 01.05.2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığını, Kurum tarafından 02.10.2009 tarihli kontrol memuru raporuna istinaden ....Holding A.Ş.’de 2006 yılının Şubat ve 2007 yılının Mayıs ayında geçen tüm sigortalı bildirimlerin sahte iş yeri olduğu gerekçesiyle iptal edildiğini, iptal işlemi sonucunda davacının 5000 günü sağlamadığından yaşlılık aylığının iptal edildiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasında Alemdar Caddesi No:142-143 İzmit adresinde 2006 yılında yaklaşık 8 aylık süre ile faaliyet gösteren dava dışı ....Holding A.Ş. Özel Sağlık Hizmetleri"ne ait iş yerinde sağlık mümessili olarak çalıştığı, Kurumun davacının sigortalı bildirimlerinin yapıldığı sahte iş yeri olan Trabzon’daki adresinde herhangi bir faaliyetin bulunmadığı gerekçesiyle davacının çalışmalarını iptal ettiği, ancak ....Holding A.Ş.’nin İzmit"te 2006 yılında yaklaşık 8 ay faaliyet gösterdiği ve davacının da bu iş yerinde fiilen çalıştığı, gerçek çalışmaların sahte iş yerinden bildirildiği gerekçesiyle iptal edilemeyeceği, Kurum işleminin davacının sigortalı bildirimlerinin gerçek çalışmaya dayanması nedeniyle hukuka uygun olmadığı, ayrıca işverenin ve Kurumun Sosyal Güvenlik mevzuatında belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesinin olumsuz sonuçlarının sigortalıya yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece; davacının 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasında ....Holding A.Ş."nin Kocaeli"nde bulunan iş yerinde çalıştığının sabit olduğu, Trabzon"daki iş yerinden iptal edilen çalışmalarının Kurumca resen tescili yapılan Kocaeli"nde bulunan iş yerindeki çalışma olarak kabul edilmesi gerekirken, sigortalılığı iptal edilerek yaşlılık aylığının iptali yönünde işlem yapılmasının sosyal güvenlik ilkesi ile bağdaşmadığı, davacının fiilen çalıştığı dönemde Kocaeli"nde tescilli iş yeri bulunup bulunmadığı yönünde denetim yapma yetkisinin ve görevinin Sosyal Güvenlik Kurumunda olmasına rağmen, bu görevin gereği gibi yerine getirilmemesinin sorumluluğunun davacıya yüklenemeyeceği, davacının hizmet tespiti davası açmak zorunda bırakılmasının adil olmadığı, kişilerin sosyal güvenlik hakkının gerçekleşmesini güvence altına almak için uygun tedbirleri almakla yükümlü olan Kurumun görevini gereği gibi yapmaması nedeniyle yaşanan sorunun belgeler üzerinde işlem yapılarak çözümlenmesi olanaklı iken, eylemli ve gerçek duruma uygun bir şekilde çalışıp yaşlılık aylığı almayı hak etmiş sigortalının çalışmalarını ve emekli aylığını iptal edip, sigortalıyı senelerce devam edecek dava sürecine zorlayıp, aylık almaktan ve sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakacak çözümlere yönelmenin Anayasa"ya, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi"ne ve Ekonomik Sosyal Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme"ye aykırı olduğu gerekçesiyle ve önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının ....Holding A.Ş.’nin Kocaeli ilinde bulunan iş yerinde çalışmasına rağmen aynı şirket tarafından Trabzon ilinde tescil edilmiş..... sicil numaralı iş yerinden bildirilen hizmetlerinin Kurum tarafından iptal işleminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilen çalışmaların tespitine dair bu tür davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 79. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir.
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenebilmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Kimi ayrık durumlar dışında resmî belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı açıkça ortaya konulmalıdır.
    Davanın diğer yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun"un 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren”, 5. maddesinde, anılan sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak tanımlanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı açıklanmıştır. Anlaşıldığı üzere zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile çalışan arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir.

    Davacının dava dışı ....Holding A.Ş."nin Kocaeli"nde bulunan iş yerinde hizmet akdi kapsamında çalıştığı dosya kapsamından açıkça anlaşılmakla birlikte sigortalı olmaya hak kazandığı ortadadır. Ancak dava dışı ....Holding A.Ş."nin birden çok iş yerinin bulunması ve davacının kendi sigortalı çalışmalarının hangi iş yerinden Kuruma bildirildiğini bilmesi davacıdan beklenemeyeceği gibi davacının gerçek çalışmalarının farklı iş yerinden veya sahte iş yerinden bildirilmesinin sonuçları davacıya yüklenemez. Ayrıca Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin hizmet kayıtlarının düzeltilmesi başlıklı 24. maddesinde de "Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca veya kamu idarelerinin denetim elemanlarınca düzenlenen raporlarda gerçeğe aykırı hizmet kazandırıldığının veya hatalı ve eksik kayıt bulunduğunun tespit edilmesi hallerinde ...düzeltilir, iptal edilir veya yeni kayıt oluşturulur." şeklinde düzenleme getirilerek sahte veya farklı iş yerinden bildirilen gerçek çalışmaların Kurum tarafından olması gereken şekilde düzeltilebileceği belirtilmiştir.
    Kurumun sigortalı hizmetlerin gerçek iş yerinden bildirilip bildirilmediğine dair denetleme faaliyeti, Kanunun Kuruma verdiği yetki yanında ayrıca görev kapsamındadır. Kurumun denetleme görevini gereği gibi yerine getirmemesi ve sonraki aşamalarda yaptığı inceleme sonuçlarında davacının gerçek çalışmalarının varlığını ortaya koymasına rağmen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin hizmet kayıtlarının düzeltilmesi başlıklı 24. maddesinde belirtilen aktarma görevini yapmaması hukuka uygun değildir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, Kurumun denetleme ve aktarma görevlerine istinaden sigortalıların gerçek çalışmalarını olması gereken şekilde her zaman düzeltebileceği göz önüne alındığında iptal işleminin hukuka uygun gerekçesinin bulunduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi davacının gerçek çalışmasının varlığına rağmen Kurum tarafından sahte iş yerinden bildirim yapıldığı gerekçesiyle emekli aylığının kesilmesi işlemi de hukuka uygun değildir.
    Hâl böyle olunca; yerel mahkemenin davacının 03.02.2006-01.10.2006 tarihleri arasında ....Holding A. Ş."nin Kocaeli"nde bulunan iş yerinde çalıştığının sabit olduğu, Trabzon"daki iş yerinden iptal edilen çalışmalarının Kurumca resen tescili yapılan Kocaeli"nde bulunan iş yerindeki çalışma olarak kabul edilmesi gerekirken, sigortalılığı iptal edilerek yaşlılık aylığının iptali yönünde işlem yapılmasının sosyal güvenlik ilkesi ile bağdaşmadığı, davacının fiilen çalıştığı dönemde Kocaeli"nde tescilli iş yeri bulunup bulunmadığı yönünde denetim yapma yetkisinin ve görevinin Sosyal Güvenlik Kurumunda olmasına rağmen, bu görevin gereği gibi yerine getirilmemesinin sorumluluğunun davacıya yüklenemeyeceği, davacının hizmet tespiti davası açmak zorunda bırakılmasının adil olmadığına dair direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının ONANMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.03.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi