3. Ceza Dairesi 2017/11443 E. , 2017/11630 K.
"İçtihat Metni"
Bıçakla kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair (Kapatılan) Muş Sulh Ceza Mahkemesinin 16/12/2008 tarihli ve 2007/539 esas, 2008/795 sayılı kararını müteakip sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezası ile cezalandırılmasına dair Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2017 tarihli ve 2016/202 esas, 2017/61 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 28.07.2017 tarih ve 2017/6087 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 11.08.2017 tarih ve 2017/48032 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayımızda suça sürüklenen çocuk hakkında (Kapatılan) Muş Sulh Ceza Mahkemesinin 16/12/2008 tarihli ve 2007/539 esas, 2008/795 sayılı ilamına konu ilk kararın itiraz edilmeksizin 27/01/2009 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde işlediği çeşitli suçlardan yapılan yargılamalardan Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2013 tarihli ve 2013/272 esas, 2013/572 sayılı, 05/07/2013 tarihli ve 2013/271 esas, 2013/574 sayılı ve 05/07/20113 tarihli ve 2013/270 esas, 2013/573 sayılı kararlarına konu suçların 24/04/2009 tarihinde işlenmiş olduğu ve bu kararların sırasıyla 19/10/2015, 10/10/2016 ve 13/02/2017 tarihlerinde Yargıtay"ca onanmak suretiyle kesinleşmiş bulunduğu gözetildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve bilahare hükmün açıklanmasına konu ilk suçun tarihi olan 09/08/2007 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği 27/01/2009 tarihleri arasındaki süre ile ikinci suçun işlendiği 24/04/2009 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkumiyet kararının verildiği 16/03/2017 tarihleri arasında 9 yıl 2 ay 6 gün geçmiş olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2017 tarihli ve 2016/202 esas, 2017/61 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının CMUK"un 322/1. ve CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 27.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.