1. Hukuk Dairesi 2015/3487 E. , 2017/5383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi-ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, köye ait 135 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın bir kısmının davalı şirket tarafından santral odası olarak kullanılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek elatmasının önlenmesine ve 8.000 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazın davacı köy tüzel kişiliği tarafından tahsis edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 8.Hukuk Dairesince ; " tapu kaydına göre davacının malik olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı şirket, taşınmazın bir bölümünü davacı köyün rızası ile santral binası olarak kullanmakta ise de, mülkiyet hakkı sahibi olan kişi, bu hakkına hükmen veya resmi bir işlemle kısıtlama getirilmediği sürece haricen verdiği rızayı istediği zaman kaldırabilir. Nitekim, taraflarında kabulünde olan 30.07.2009 tarihli yazı ile davacı köy, haricen verdiği izni kaldırmıştır. Buna göre, davacının açtığı müdahalenin önlenmesi davasının kabulü ile iznin sona erdirdiği tarih itibarıyla işgal tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanlışa düşülerek yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının iznini kaldırmasına rağmen davalının çekişmeli kısmı kullanmaya devam ettiği gerekçesiyle elatmasının önlenmesine ve 170 TL ecrimisile karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kayden davacıya ait 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın bir kısmının davalı tarafından haklı ve geçerli neden olmaksızın santral odası olarak kullanılmasından dolayı davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddi ile elatmanın önlenmesi isteği bakımından hükmün ONANMASINA,
Davalının ecrimisil isteği yönünden temyizine gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki, yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı miktar itibariyle karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise o karar tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükmü esas alınmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2005 gün ve 2005/4-295-287 sayılı ilamı) Bu durumda, temyiz veya karar düzeltme incelemesinde kesinlik dolayısı ile kanun yoluna başvurulabilirlik sınırı belirlenirken talep hangi karara yönelik ise o karar tarihinin esas alınması gerekir. Talebin temyiz istemine ilişkin olduğu ve 09.12.2014 tarihli mahkeme kararının temyizi istendiği için kesinlik sınırı karar tarihine göre belirlenmelidir.
Bilindiği gibi; 1086 sayılı HUMK." nun 427.maddesi 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değiştirilmiş ayrıca 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun 19.maddesi ile HUMK"nuna ilave edilen Ek madde 4" e göre de; 01.01.2014 tarihinden itibaren değeri 1.890.00-TL."den az olan davalara ait hükümlere ilişkin temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.
Bu nedenle,ecrimisil isteği yönünden hüküm altına alınan miktar bakımından (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Öte yandan davada 8.000 TL ecrimisil istenilmiş olup 170 TL hüküm altına alınmış, kabul edilmeyen kısım yönünden hüküm kurulmamış ancak bu yön davacı tarafından temyize getirilmemiştir.
Hal böyle olunca; hüküm altına alınan 170 TL’den kalan kısım yönünden davanın reddedilmesi ve reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.