10. Ceza Dairesi 2016/2363 E. , 2017/2068 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 25.04.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında kamu davasının düşmesine ilişkin İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2015 tarihli ve 2014/446 esas, 2015/242 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 18/05/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 20.01.2012 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 08/01/2013 tarihli ve 2012/550 esas, 2013/25 sayılı kararı ile kararının kesinleşmesini müteakip infazına başlandığı
2- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının ihbar edilmesi üzerine, sanık hakkında yargılamaya devam edilerek, sanığın bu suçu daha önce Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/04/2012 tarih, 2011/625 esas, 2012/2043 sayılı kararı ile verilen başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olduğundan bahisle 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca eylemin suç olmaktan çıkarıldığı gerekçesi ile kamu davasının düşmesine ilişkin İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2015 tarihli ve 2014/446 esas, 2015/242 sayılı kararının yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre;
1- Sanık ... hakkında 20/01/2012 tarihinde uyuşturucu madde kullandığından bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, (kapatılan) İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/01/2013 tarihli ve 2012/550 esas, 2013/25 sayılı kararıyla, 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, söz konusu kararın infazı esnasında sanığın mernis adresine çıkarılan tebligatta taşındığı ve yeni adresini bırakmadığından bahisle Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosu"nun 15/05/2013 tarihli ve 2013/440 DS. sayılı yazısıyla dosya kaydının kapatılarak ilamın iade edilmesi üzerine yeniden yargılamaya başlandığı gözetilmeyerek, İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2015 tarihli kararıyla, sanık hakkında Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2012 tarih, 2011/625 esas, 2012/2043 karar sayılı ilamı ile hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında kullanmak için uyuşturucu madde temin ettiği ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nun 191/4-5. madde ve fıkraları uyarınca bu durumda sanık hakkında yeniden kovuşturma ve soruşturma yapılamayacağı gerekçesiyle düşme kararı verilmesinde,
2- İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2015 tarihli kararına dayanak teşkil eden Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2012 tarih, 2011/625 esas, 2012/2043 sayılı kararının sanık Ünal Ayyıldız isimli şahsa ait olduğu gözetilmeden, yazılı şeklide karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2015 tarihli ve 2014/446 esas, 2015/242 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 08/01/2013 tarihli ve 2012/550 esas, 2013/25 sayılı kararıyla verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemece yargılamaya devam edildiği, ancak Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/04/2012 tarih, 2011/625 esas, 2012/2043 sayılı kararının sanık hakkında daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin olduğu belirtilerek, sanığın yargılama konusu suçu önceki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirin infazı sırasında işlemiş olduğu gerekçesiyle 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca eylem suç olmaktan çıkarıldığından bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
Daha sonra ise, esasen Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/04/2012 tarih, 2011/625 esas, 2012/2043 sayılı kararının sanık ile ilgisi bulunmadığının, “Ünal Ayyıldız” isimli başka bir kişiye ilişkin olduğunun Eskişehir 10. Asliye Ceza Mahkemesi"nce ihbar edilmesi üzerine, sehven düşme kararı verildiğinden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur. Bu duruma göre kanun yararına bozma talebine konu olan uyuşmazlığın kapsamı, sanık hakkında davanın düşmesine karar verilme koşulları oluşmadığı halde mahkemece davanın düşmesine karar verilmesi olup, karardaki hukuka aykırılık mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesine dayanmaktadır. Kanun yararına bozmaya konu olabilecek hukuka aykırılık halleri uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarıdır. Dolayısıyla delillerin takdir ve tercihinde hataya düşüldüğü gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulması, bu olağanüstü kanun yolunun amaç ve kapsamı ile bağdaşmaz. Mahkemenin takdirine bağlı istekler ile uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı cihetle, mahkemenin delilleri takdir ve değerlendirmesi hususlarında kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2015 tarihli ve 2014/446 esas, 2015/242 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 25.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.