2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12710 Esas 2019/12028 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/12710
Karar No: 2019/12028
Karar Tarihi: 19.12.2019

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12710 Esas 2019/12028 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, kentsel sit alanı içerisinde kalan taşınmazlarda izin alınmaksızın gerçekleştirilen müdahaleler nedeniyle açılan davalara katılma hakkı bulunmadığına karar verilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ise, taşınmazın bodrum katında kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapıldığı iddiasıyla açılan dava sonucu, suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanığın beraat ettiği belirtilmiştir. Kararda, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçuyla ilgili olarak, dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermediği ifade edilmiştir. Kanunun bu maddesi, çevre koruma ve kontrolü alanındaki faaliyetlerin düzenlenmesi ve yönetilmesi ile ilgilidir.
12. Ceza Dairesi         2019/12710 E.  ,  2019/12028 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Müşteki : Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat

    2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- Şikayetçi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;
    Dava konusu taşınmazın doğal sit alanı içerisinde kalmadığının belirtildiği dosya kapsamından anlaşılmakla; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, kentsel sit alanı içerisinde kalan taşınmazlarda izin alınmaksızın gerçekleştirilen müdahaleler nedeniyle açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    2- Katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde ise;
    Kentsel sit alanı içerisinde olup, sivil mimarlık örneği olarak tescilli dava konusu taşınmazın bodrum katında kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapıldığından bahisle sanık hakkında kamu davası açıldığı, sanığın aşamalardaki savunmalarında; dava konusu taşınmazın kayınpederine ait olduğunu, taşınmazda kazı yapılmadığını, bodrum katını sık sık su bastığını, kayınvalidesinin zaman içerisinde atık su basmasını engellemek amacıyla soba küllerini bodrum kata doldurduğunu, lodos nedeniyle bodrumu atık su basmasının ardından bodrum kattaki külleri çuvallara doldurarak belediye görevlileri aracılığı ile naklettirdiklerini, herhangi bir kazı yapılmadığını ileri sürdüğü, belediyeden gelen cevap yazılarının incelenmesinde, dava konusu taşınmaza ilişkin, dava dışı ... tarafından moloz kaldırılma talebinde bulunulduğu, dava dışı ... isimli kişi tarafından oluşturulan ihbar kaydının olduğu, ancak atıksu parsel bacasının mevcut olmaması nedeniyle arızaya müdahale edilemediğinin bildirildiği, sonuç itibariyle; sanığın üzerine atılı kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak suçunu işlediğine dair, savunmasının aksine, şüpheden uzak, kesin delil mevcut olmadığı anlaşılan dosya kapsamında;
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanığın eyleminin sabit olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.