11. Hukuk Dairesi 2016/633 E. , 2017/3468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/09/2015 tarih ve 2014/436-2015/238 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin TPE nezdinde tescilli ... ve ... ... esas ibareli seri markaların piyasada tanınmış ve müvekkili şirketle özdeşleşmiş markalar olduğunu, davalı şirketin, 35. sınıfta ve fakat 09 ve 11 sınıflarda yer alan malların satış ve pazarlamasında kullanılmak üzere ... markasının tescili için 2011/116766 sayılı başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazların reddedildiğini, oysa ki markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında benzerlik bulunduğunu, başvuruya konu ... ibaresinin aynı ve benzer mallar için kullanılması halinde iltibas oluşacağını, markalardaki ayırt edici esas ibarenin ... olduğunu, davalının eklediği ... ibaresinin markaya ayırt edicilik katmadığı, davalı şirketin başvuruyu yaparken kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin tanınmış markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalının ayrıca ... ibareli başka marka başvurularında da bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait markaların tanınmışlık düzeyinden yararlanmak amacı ile hareket ettiğini gösterdiğini, davalı markasının seri izlenim yaratabileceğinden orta halli tüketici üzerinde iltibas tehlikesi yaratmasının mutlak olduğunu ileri sürerek TPE YİDK kararının iptaline, davalı şirket adına 2011/116766 sayı ile işlem gören ... ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; her iki marka yan yana konulduğunda hiçbir benzerlik olmadığını, okunuş yazılış ve anlamlarının oldukça farklı olduğunu, davacının dayanak gösterdiği markalarında yer alan ... ibaresinin zayıf markalardan olduğunu, ayrıca ...... ibareli markanın kullanım açısından gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı başvurusu kapsamındaki tüm hizmetlerin, davacının markalarının kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı tür veya benzer hizmetler olduğu, ... ibaresinin markalarda ortak unsur olduğu, bu ortak unsurdan kaynaklanan görsel, işitsel benzerlikler nedeniyle, taraf markalarının bütün halinde bıraktığı genel izlenim arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, redde mesnet gösterilen markaların, bir seriye dahil markalar olduğu, temel marka ibaresi ... olmak üzere bu ibareye eklenen ..., ... ...., ..., ..., ... ..., ..., ... ... ..., ... ... gibi farklı ibarelerle markalar türetildiği, davacının markaları ile aynı tür/benzer hizmetler için tescili istenen dava konusu marka da ...... şeklinde olup, ... ibaresine ... ibaresi eklenerek oluşturulduğu, bu yönüyle, davacıya ait önceden tescilli seriye dahil bir marka imajı yarattığı, çekişmeli ürünler için düşük düzeyde de olsa marka olarak ayırt edici niteliği bulunduğu, davalının gerçek hak sahipliği iddiasının bu davada dinlenemeyeceği, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü uyarınca ulaşılan sonuca davacı markasının tanınmışlığının bir etkisi olmayacağı, bununla beraber davacı tarafın tanınmışlık iddiasının esasen davalı TPE’nin kabulünde olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 hükmü uyarınca da YİDK kararının iptal koşullarının ve davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile TPE YİDK"nın 2014-M-10424 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli 2011/116766 sayılı "... ..." ibareli markanın 35. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.