11. Hukuk Dairesi 2016/1104 E. , 2017/3464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2014 tarih ve 2013/321-2014/417 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait aracın kasko sigorta poliçesi ile davalı ... şirketince sigortalandığını, 04.11.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu aracın pert olduğunu, trafik kaza tutanaklarına göre olay günü aracı müvekkilinin oğlu ..."nın kullandığını ve kaza anında alkollü olduğunu, alkol oranının % 0,37,5 promil olmasından dolayı davalı şirketin araçtaki maddi hasarı karşılamayacaklarını bildirdiğini, ancak sürücünün sırf alkollü olmasının hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmeyeceğini, kaza ve hasarın sürücünün sadece alkolün etkisi altında bulunmasından meydana gelip gelmediğinin araştırılması gerektiğini ileri sürerek zarar bedeli olan 10.800,00 TL"nin kasko sigorta poliçesine dayalı olarak davalıdan dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sigortalı aracı kullanan şahsın alkollü olduğunu, hasarın bu nedenle teminat dışında bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının oğlu tarafından sevk ve idare edilirken sürücünün aldığı alkolün etkisiyle ve bilirkişi raporunda belirlendiği üzere münhasıran alkollü olması sebebiyle meydana gelen kaza sonrası oluşan hasarın Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği, Kasko Sigortası Genel Şartları ve poliçe hükümleri uyarınca teminat dışı bırakıldığından davalı ... şirketinin sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07.06.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY
Taraflar arasında düzenlenen 14.01.2011-14.01.2012 tarihli süper oto kasko sigorta poliçesinin, rizikonun gerçekleştiği 04.11.2011 tarihinde de yürürlükte bulunan Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde "Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar" teminat dışında kalan zararlar arasında sayılmıştır.
2918 sayılı Yasa"nın, riziko tarihinde yürürlükte olan 48. maddesinde, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında iken araç sürme yasaklanmış iken, yasa da alkol oranı konusunda bir sınırlama getirilmemiş, bu konuda Yönetmelik çıkarılacağı öngörülmüştür.
Yasaya istinaden çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97/b-2 maddesinde ise "kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları" düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, kasko sigorta poliçesi iki taraflı ve "sözleşme serbestisi" ilkeleri içerisinde düzenlenen bir akit türü olup, ahde vefa (pacta sund servanda) ilkesi gereğince her iki tarafın sözleşme hükümlerine bağlılığı esastır.
Kamu düzenine ve emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla, serbest rekabet ortamında ticari kazanç amacıyla hareket eden sigorta şirketlerinin tahsil edecekleri aynı prim ile daha geniş sigorta teminatı vermelerinde herhangi bir engel yoktur.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesine ve dolayısıyla %50 promil oranına atıfta bulunduğu açıktır.
Aksi halde Genel Şartların A.5.5 maddesinde "sürücüsü alkol almış kişilerin kullanması sırasında meydan gelen zararlar" ifadesinin kullanılması gerekirdi.
Diğer taraftan, davalı ... şirketi yönetmeliğin anılan hükmünün geçersiz olduğu, dikkate alınamayacağını hiçbir zaman ileri sürmemiştir.
Bu halde sigortalı aracı kullanan sürücüdeki alkol oranının %50 promil altında kalması durumunda, olağan zarar ve risklere sigorta teminatı verildiğinin kabulü zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, sigortalı aracı kullanan sürücü, olay esnasında %41 promil alkollü olup, sürücünün alkol oranı Yönetmelikte öngörülen sınırın altında kaldığı için, zarar teminat dahilindedir.
Güvenli araç kullanma yeteneğinin kaybı, %50 promil ve üzeri alkol oranı için söz konusu olup, sürücünün %41 promil alkollü olması nedeniyle, Yönetmelik hükmü gereğince sürücünün güvenli araç kullanma yeteneğinin kaybı söz konusu değildir.
Bu alkol oranına göre, mahkemenin "güvenli araç kullanma yeteneğinin kaybı" yönünden bir araştırma ve inceleme yapması gerekmediği gibi, bu konuda yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkan ve mahkemece de benimsenen sonuç taraflar arasındaki sözleşme ve Yönetmelik hükümlerine de aykırıdır.
Sonuç olarak, sürücünün olay esnasındaki alkol oranı yasal sınırların altında kaldığı için, sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince teminat dahilinde kalan zararın davalı ... şirketince ödenmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.