Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/19-38
Karar No: 2010/69

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/19-38 Esas 2010/69 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2010/19-38 E., 2010/69 K.

Hukuk Genel Kurulu 2010/19-38 E., 2010/69 K.

  • AKDİN FESHİ
  • CEZAİ ŞART
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki "Akte aykırılık iddiasına dayalı cezai şart tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 31.12.2007 Tarih, 564-868 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 11.11.2008 Tarih, 3796-10803 sayılı ilamıyla hüküm;(... Davacı vekili, davalının müvekkilinin LPG bayisi olduğunu, davalının işyerinde yapılan tespit sonucu davalının dava dışı şirketin bayiliğini alarak tüplerini sattığının belirlendiğini, sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek 40.000.00.-YTL.cezai şartın reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı, sözleşmeyi feshettiğini davacıya bildirmesinden sonra eski işyerinde tespit yaptıran davacının kötüniyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece davalının davacıya 06.04.2005 tarihinde fesih ihtarı gönderdiği, bu tarihten sonra davacının yaptırdığı 24.06.2005 tarihli tespit sırasında sözleşmenin ayakta olmadığı, davacının akdin feshedildiği tarihten önce akde aykırılığı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

    Her ne kadar, yerel mahkeme kararının gerekçesinde davalının davacıya 06.04.2005 tarihinde fesih ihtarı gönderdiği belirtilmişse de dosyada 06.04.2005 tarihli bir ihtara rastlanılmamıştır. Bu tarih taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin düzenlendiği tarih olup, maddi hata sonucu yerel mahkeme kararına gerekçe olarak alındığı düşünülmektedir. Davalı tarafından davacıya çekilen ihtarname 21.06.2005 tarihli olup, bu ihtarname fesih iradesini içermemektedir. Davalının ileride sözleşmeyi feshetmeyi düşündüğü şeklindeki açıklamaları içeren bu ihtarnamenin fesih ihtarnamesi olarak kabulü doğru değildir. Sözleşme, davacı tarafından çekilen 28.06.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle feshedilmiştir. Sözleşmeye aykırılığın saptandığı delil tespiti ise bu tarihten önce yapılmıştır. Bu durumda mahkemece fesihten önce davalının sözleşmeye aykırı davrandığının delil tespit raporu ile saptandığı ve davacı tarafından sözleşmenin bu nedenle feshedildiği gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.…

    …) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN :Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava,taraflar arasında düzenlenen 6.4.2005 tarihli bayilik anlaşmasına aykırı hareket edildiği iddiasına dayalı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.

    Mahkemece, 6.4.2005 tarihli sözleşmenin davalı bayii H…

    …… Y…

    ……"ın 21.6.2005 tarihinde düzenlediği ihtarname ile sona erdiği,L…

    ……. tarafından yaptırılan 24.6.2005 tarihli tespitte,dava dışı İbrahim Y…

    ……"ın bulunduğu,satışa arz edilmiş tüp bulunmadığı,başka bir adreste bulunan depoda K…

    …….."a ait tüplerin bulunduğu,davacı şirketin bu tespit üzerine başka şirkete ait tüplerin satışa arz edildiği sözleşmeye aykırı davranıldığı gerekçesi ile akti feshettikleri ve eldeki davayı açtıkları,ne var ki,taraflar arasındaki sözleşme davalının fesih ihtarı ile sona erdiğinden tespit tarihi itibariyle sözleşme ayakta olmadığından akte aykırılık durumundan söz edilemeyeceği,fesih tarihinden önce de akte aykırı davrandığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle hüküm bozulmuştur.

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık bayilik anlaşmasının, davalı tarafından çekilen ihtarname (21.6.2005 Tarihli) ile mi,yoksa davacı tarafından çekilen sonraki tarihli ihtarname(28.6.2005) ile mi feshedildiği,buna göre davalı tarafça akte aykırı davranılıp davranılmadığı noktasında toplanmaktadır.

    Dosya içerisindeki belgelerin incelenmesinde; davacı M…

    ……. şirketi ile davalı H…

    ….. Y…

    …… arasında 6.4.2005 tarihinde, "A…

    …….. Mahallesi,B…

    ……. Sokak,no 2/. S…

    ……. Konya" adresinde bayilik yapmak üzere sözleşme düzenlendiği,Sözleşmenin 27.maddesinde "…

    …Bayiinin akte muhalefeti dolayısıyla aktin feshine sebebiyet vermesi halinde…

    …bayii,M…

    …… L…

    ….."ye cezai şart olarak ödemeyi peşinen kabul etmiştir." hükmünün yer aldığı görülmektedir. Davacı yan,cezai şart isteminde bulunurken,sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına değil, sözleşmenin 4/b.maddesinde düzenlenen "…

    …Bayi,L.. depozitolu tüp ve diğer emtianın M…

    …… L…

    ….."de bulunmadığı veya yeteri kadar verilmediği ve benzeri gerekçelerle de başka firmaların gazını,gaz tüpü ve emtiasını satamaz,sattıramaz,aracılığını yapamaz." hükmüne dayanarak sözleşmeye aykırılık iddiasına dayandırmıştır.

    Burada akte aykırılık bulunup bulunmadığı sorununun irdelenebilmesi için öncelikle aktin davacı şirket tarafından mı,davalı bayi tarafından mı çekilen ihtarname ile sona erdiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

    İlk ihtar 21.6.2005 tarihinde davalı tarafından davacı şirkete çekilmiş olup,bu ihtarnamede "M…

    …….…

    …A.Ş"ye olan borcumun toplanarak tarafıma bildirildiği takdirde borcumun tamamını ödeyerek,bundan böyle aktif ve pasif olarak hiçbir şekilde tüp bayiliği yapmayacağımdan, bayiliğimin feshedilerek adıma konulan ipoteğin kaldırılmasını, 10 gün içinde ipoteğin iade edilmesini, aksi takdirde kanuni işlem yapacağımı bildiririm." Şeklinde irade beyanında bulunmuştur.Her ne kadar ihtarnamenin davacı şirkete tebliğine ilişkin belge dosyada bulunmamakta ise de,davacı şirketin kabulünden en geç 27.6.2005 tarihinde davacı şirkete ihtarnamenin tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

    Bilindiği üzere, ileriye dönük fesih, sözleşme ilişkisini geleceğe etkili olarak sona erdiren sebeplerden biridir.Yani fesih iradesi,sözleşme ilişkisini sona erdirmeye,ortadan kaldırmaya yönelik bozucu yenilik doğuran bir haktır.Hüküm ve sonuçlarını muhatabın hakimiyet alanına ulaştığı anda geleceğe etkili olarak meydana getirir.Tek taraflı,varması gerekli bir irade beyanı ile kullanılır.Şarta tabi tutulamaz ve geri alınamazlar. (F.Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler cilt 2,syf 1247)

    21.6.2005 tarihli ihtarname incelendiğinde, borcu ödenmesi hususunun ayrı,fesih hususunun ayrı biçimde düzenlendiği anlaşılmaktadır.Davalı söz konusu ihtarda bildirildiği takdirde borcunu ödeyeceğini belirtmiş ve akabinde 28.6.2005 tarihli davacı şirket tarafından çekilen ihtarnamede, 28.6.2005 tarihi itibariyle borcunun 8.330 YTL olduğunun bildirilmesi üzerine davalı tarafından sunulan tahsilat makbuzlarına göre, 6.7.2005 tarihinde 8.000 YTL, 7.7.2005 tarihinde ise 330.00 YTL paranın davacı şirkete yatırıldığı anlaşılmıştır.

    Yine,Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında da belirtildiği gibi,fesih iradesinin varlığı için,açıkça "Feshediyorum" gibi kelimelerin kullanılmasının gerekli olmadığı,ihtarnamede de belirtildiği üzere, verdiği şeyi geri istemesinin dahi fesih iradesi yerine geçeceği benimsenmiştir.Davalı da ihtarnamede sözleşme gereği taşınmazına teminat olarak konulan ipoteğin kaldırılmasını istemekle ve açıkça da "…

    …Bundan böyle aktif ve pasif olarak hiçbir şekilde tüp bayiliği yapmayacağımdan bayiliğimin feshedilerek…

    …" beyanında bulunmakla,yine aynı gün 21.6.2005 tarihinde Meram Vergi Dairesine başvurarak mükellefiyeti terk iradesini bildirdiğinden, taraflar arasındaki sözleşmenin ilk olarak davalı bayi H…

    ….. Y…

    ….. tarafından sona erdirildiği anlaşılmıştır.

    Öte yandan Yerel Mahkeme direnme kararında da değinildiği gibi,davacı şirket tarafından 24.6.2005 tarihinde yapılan tespitte,davalının bayi adresi olarak bildirdiği adreste başka firmalara ait tüpler bulunmadığı gibi,davalı da anılan adreste faaliyet göstermemektedir.Sözleşmedeki adres dışında başka bir yerde bulunan depoya davalının kardeşinin beyanı üzerine gidilerek,Kongaz şirketine ait tüplerin tespit edilmiş olması da davalının bu anlamda akte aykırı davrandığını kanıtlamaz.

    Davacı şirket tarafından 28.6.2005 tarihinde gönderdiği ihtarname ile akte aykırılık tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle aktin feshedildiğinin bildirilmesi,sözleşme zaten davalı tarafından sona erdirildiğinden ve sözleşme ayakta olmadığından hüküm ifade etmeyecektir. Davacı yan,aktin haksız feshine dayanarak değil,akte aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshedildiği iddiasına dayanarak cezai şart isteminde bulunduğundan, davanın reddine ilişkin direnme kararı yerinde olup,Yerel Mahkeme direnme kararı onanmalıdır.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan, başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.2.2010 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi