3. Hukuk Dairesi 2015/14577 E. , 2017/1055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı;davalı ile 3 yıllık evli olup çocuklarının bulunmadığını, evlendikten sonra 1 yıl kadar davalının ailesi ile birlikte oturduklarını, bu süre zarfında davalı ailesinin huzur vermemesi nedeniyle bir alt kata taşındıklarını, davalının ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, sorunlar yaşadıklarını, 2010 yılı Ağustos ayında askere giden davalının askerlik dönüşü arayıp sormadığını, davalı askere giderken ailesi tarafından davacının kendi ailesi yanına bırakıldığını, evliliğin fiilen biittiğini ileri sürerek, boşanmalarına, düğünde takılan ve halen davalınn babasının kasasında bulunan 6 adet Maraş burma bilezik, 6 adet başak modeli bilezik, 100 adet çeyrek, set takımı(küpe, kolye, bileklik), 5 adet hediyelik bileziğin iadesine, iade edilmediği takdirde bugünkü değeri üzerinden bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Davacının ziynet eşyasına ilişkin talebi boşanma davasından tefrik edilmiştir.
Mahkemece; ziynet eşyalarının bedeline ilişkin açtığı davanın kısmen kabulü ile 15.07.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak 56.874,29 TL ziynet eşya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
Davacı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir.
Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, sadece bedele ilişkin hüküm kurularak davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilerek ve ayrıca HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.