Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekilince Ankara 10.İdare Mahkemesi’nin 02.05.2006 tarih, 2004/517 E., 2006/1283 K. sayılı tazminat ilamının şikayetçi borçlu aleyhinde ilamlı icra takibine konu edildiği, taraflarca takip dayanağı ilamın temyiz edilmesi üzerine Danıştay 13.Dairesi’nin 28.11.2007 tarih 2007/2434-7982 sayılı kararı ile bozulduğu, Ankara 10.İdare Mahkemesi’nce ilk kararda ısrar edildiği, mahkemenin bu kararının da, Danıştay İdari dava Daireleri Kurulu’nun 25.12.2008 tarih 2008/2201-2564 sayılı kararı ile bozulduğu, bu bozma kararı üzerine Ankara 10.İdare Mahkemesi’nce 12.02.2010 tarih ve 2010/281-232 sayılı kararla bozmaya uyularak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve 160,60 TL yargılama gideri ile davacı (alacaklı) lehine 1000 TL vekalet ücretinin davalı idarelerden tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görülmektedir.
Takip dayanağı ilamın ilgili Dairesince bozulması üzerine icra muameleleri İİK’nun 40.maddesi gereğince olduğu yerde durur. Mahkemenin bozma kararına uyması sonucunda yeniden alınan ilam, icra dairesine ibrazla alacaklı takibine devam edebilir. Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere “İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez.
Somut olayda bozmalardan sonra verilen nihai hükümde, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek alacaklı lehine 160,60 TL yargılama gideri ve 1.000 TL vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece son ilamdaki alacaklı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti üzerinden gerektiğinde bilirkişiden mütalaa alınarak muhtıra tarihi itibarıyla dosya borcunun tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bozmadan önceki ilk ilamdaki tazminat miktarı esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.