17. Hukuk Dairesi 2015/18972 E. , 2018/9516 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu nedeni ile reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; işyerinin müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, işyerinin 10723 sokak arkasında bulunan isimsiz sokak üzerindeki asfalt kaplamanın kot eğimine bağlı olarak su birikmesi ve tahliye mazgallarının da yetersiz olmasından dolayı 26.01.2014 tarihinde su basması neticesi işyerinde hasar meydana geldiğini, müvekkili şirketçe hazırlattırılan 13.02.2014 tarihli ekspertiz raporu ile sigortalı iş yerinde 22.168,64 TL tutarında hasar tespit edildiğini ve tespit olunan hasar bedelinin sigortalıya 25.02.2014 tarihinde poliçe kapsamında ödendiğini, hasar alacaklısına ödenen 22.168,00 TL maddi tazminat ile ödeme tarihinden itibaren işleyen 344,37 TL yasal faiz olmak üzere toplam 22.513,01 TL"nin rucuan tahsili için davalılar aleyhinde ... İcra Müdürlüğünün 2014/4291 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını,
Mahkemece 22.08.2014 tarihinde birleştirilmesine karar verdiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne vermiş olduğu dava dilekçesinde ise aynı işyerinin 08.05.2014 ve 09.05.2014 tarihinde meydana gelen şiddetli yağış sebebi ile su basması neticesinde hasar meydana geldiği ve 13.05.2014 tarihinde hazırlatılan ekspertiz raporuna göre işyerinde 33.975,45 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiği, sigorta poliçesinde düzenlenen muafiyet ve sovtaj bedelleri gereği 23.947,75 TL maddi tazminatın sigortalıya ödendiği, ödenen sigorta bedelinin rücuen tazmini için ... İcra Müdürlüğü"nün ... sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların ayrı ayrı icra takiplerine yaptıkları itiraz neticesinde takiplerin durduğunu, bu nedenlerle davalıların icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhinde %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı cevap dilekçesinde; OSB"lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkının sadece OSB"nin yetki ve sorumluluğunda olduğunu, Organize Sanayi Bölgesinde bulunan yolların müvekkil idare tarafından yapılmadığını, müvekkili idarenin meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Koski Genel Müdürlüğü vekili, idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararlardan dolayı idari yargı merciilerinin yetkili olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, husumetin ilgili ilçe belediyesine yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibari ile davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır.
İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanunun ek 5. maddesinde bu kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanacağı açıklanmış olup böylece davalı da 2560 sayılı kanuna tabi bir kuruluş haline gelmiştir.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, bu tarihten sonra 2560 sayılı Kanuna tabi olan davalı gibi kuruluşların gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK"nın 16/I. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK"nın 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini ... gün ve Esas 1980/II – 2721 Karar, 1983/323 sayılı kararında benimsemiştir. Her ne kadar 12.02.1959 gün ... E, 1959-15 K sayılı idari eylemlerle ilgili bir içtihadı birleştirme kararı mevcutsa da 23.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı Yasanın hükümleri karşısında anılan içtihadı birleştirme kararının Aski, İski, Muski, Diski vs. bakımından uygulama alanının kalmadığı sonucuna varılmalıdır. Nitekim bu hususlar, YHGK’nın 29.11.1995 gün 1995/11-647, 1043K. sayılı içtihadında da aynen kabul edilmiştir.
Bu durum karşısında, TTK"nın 3, 11, 16/1. maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalının tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda bakılması gerektiği nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davalı ... ile ilgili yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kabule göre de 1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK"nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 166. maddesi uyarınca, asıl ve birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün ... yönünden resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.