21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5727 Karar No: 2015/10359 Karar Tarihi: 11.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/5727 Esas 2015/10359 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/5727 E. , 2015/10359 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyizin kapsamına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 10.08.2006 tarihindeki iş kazası sonucu vefat sigortalının hak sahibi eş ve çocuğunun maddi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı ... ... için 116.719,86 TL, velayeti altındaki kızı ... için 38.420,20 TL olmak üzere toplam 155.140,06 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 10.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendi adına asaleten küçük çocuğu ..."e velayeten davalıdan alınıp davacı ... ..."e ödenmesine karar verilmiştir. 26.11.2014 tarihli kararda temyizin kapsamına göre yapılan incelemede sair yönlerden bir hata bulunmamakla birlikte maddi tazminat davaları bakımından Bozma sonrasında yapılan ıslaha değer verilerek neticeye varılması doğru olmamıştır. Şöyle ki; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak aynı yasanın 177. Maddesine göre ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısın da Yargıtay’ın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 gün 1944/10 E. 1948/3 K. Sayılı kararı da bu yöndedir. Bu açıklamalardan olarak somut olayda; Mahkemece Dairemizin 06.05.2013 tarihli bozma kararı sonrasında dava değerinin artırıldığı 18.12.2013 tarihli ıslaha itibar edilerek neticeye varılması hatalı olmuştur. Belirtilen bu maddi ve hukuki olguların Mahkemece nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.