14. Hukuk Dairesi 2016/14106 E. , 2017/7161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.05.2016 gün ve 2016/447 Esas - 2016/5393 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların dava konusu 2815 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, ...’nun 1/43 payını ve ...’ın 1/43 payını 12.06.2012 tarihinde davalı ...’e sattığını,...’nun 1/43 payını ve ...lu"nun 1/43 payını daha önce payının tamamını satan ve taşınmazda payı kalmayan ...’ya 12.06.2012 tarihinde sattığını davalılar tarafından bildirim yapılmadığını öne sürerek önalım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Dava devam ederken davalı ...’in 30.01.2014 tarihinde 18/43 payını 212.000,00 TL bedelle ...’e satması nedeniyle davacılar vekili tarafından, önalım bedelini arttırmak için kötü niyetli olarak satıldığı, satışın muvazaalı olduğu ileri sürülerek dava HMK’nın 125. maddesince dahili davalı ...’e yöneltilmiştir.
Davalı ... vekili fiili taksim iddiasında bulunmuş, diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, fiili taksim olgusunun bulunmadığı sonucuna varılmış, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilmiş, keşifte belirlenen değer üzerinden tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 03.05.2016 tarih 2016/447 – 2016/5393 E-K sayılı ilamıyla davacılar vekilinin 24.01.2014 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma olması ihtimali bulunduğundan tedbirin kaldırılmasını istemesi üzerine tedbirin kaldırıldığı ve akabinde de davalı ..."ın adına kayıtlı 18/43 payını 30.01.2014 tarihinde ..."e sattığı, tanık beyanları da dikkate alındığında davalı ..."in payını satın alan davalı ..."ün kötüniyetli olduğu, önalım bedelinin 12.06.2012 tarihli ilk satış sözleşmesindeki bedel olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçeleri ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazda, paydaşlardan birisinin payını üçüncü kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyetin oluşması ile doğar ve satışla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; davacılar dava dilekçesi ile paydaşı oldukları 2815 parsel sayılı taşınmazda, 12.06.2012 tarihli resmi senet ile davalı ..."in, Soner Kırık ve ... adlarına kayıtlı toplamda 18/43 paylarını (Soner Kırık"ın 17/43 payını 23.500 TL, ..."nun 1/43 payını 1.500 TL olmak üzere) toplam 25.000 TL bedelle satın alması ve davalı ..."nun 28.8.2012 tarihli resmi senetle Uğur Çekmecelioğlu"nun 1/43 payını 1.500 TL, 24.12.2012 tarihli resmi senetle Ali Karayeloğlu"nun 1/43 payını 1.000 TL bedelle satış nedeniyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davacılar, yargılama sırasında dava konusu taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 18/43 payın 30.01.2014 tarihli resmi senet ile 212.000 TL bedelle davalı ...’e önalım bedelini arttırmak için kötü niyetli olarak satıldığını ileri sürerek davayı HMK’nın 125. maddesince dahili davalı ...’e yöneltmişlerdir.
Mahkemece, fiili taksim olgusunun gerçekleşmediğine karar verilmiş ise de, tanıklar mahallinde 24.10.2014 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenmemişler, duruşmada dinlenmişlerdir. fen bilirkişi keşif sonucu düzenlediği rapor ve krokisinde tanıkların gösterimlerine dayanarak, dava konusu taşınmazda davacı ve davalıya pay satan paydaşın fiilen kullandıkları yerleri gösterememiştir.
Belirtilen husus karar düzeltme istenmesi üzerine yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak hükmün değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenmesi ve tanıklardan davacı ve davalıya pay satan ...’in taşınmazı fiilen ayrı ayrı kullanıp kullanmadıklarının belirlenmesi, ayrı ayrı kullanıldığını söylemeleri halinde davacı ve davalıya pay satan ...’in kullandıkları yerleri taşınmaz üzerinde göstermelerinin istenmesi, varsa çelişkilerin giderilmesi, göstermeleri halinde uzman fen bilirkişiden fiili kullanım hususunu gösterir krokili denetime elverişli rapor alınması, eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Öte yandan Mahkemenin kabulüne göre de; Dava açıldıktan sonra 03.09.2013 tarihinde davalılar ... adına kayıtlı paylara ihtiyati tedbir şerhi işlendiği, davalılardan ..."in 23.09.2013 tarihli vekaletname ile taşınmazda adına kayıtlı payının satışı için davacı ..."a vekaletname verdiği, davacılar vekilinin 24.01.2014 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma olması ihtimali bulunduğundan tedbirin kaldırılmasını istemesi üzerine tedbirin kaldırıldığı ve akabinde de davalı ... adına kayıtlı 18/43 payını 30.01.2014 tarihinde ..."e satıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, tanık beyanları da dikkate alındığında, davalı ..."in payını satın alan davalı ..."ün kötüniyetli olduğu anlaşılmakla önalım bedelinin 12.06.2012 tarihli ilk satış sözleşmesindeki bedel olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabul edilerek Dairemizin 03.05.2016 tarih 2016/447 – 2016/5393 E-K sayılı bozma ilamının kaldırılmasına mahkeme hükmünün değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 03.05.2016 tarih 2016/447 Esas 2016/5393 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, davacılar vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle, değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme ret harcının istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine 04.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.