4. Hukuk Dairesi 2014/3380 E. , 2014/4722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2013/327-2013/665
Davacı V.. A.. vekili Avukat M..K.. tarafından, davalı S.. S.. aleyhine 03/07/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, hakaret nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının görevli olduğu banka şubesine işlem yapmak için gittiğini, davalının kendisine “siz egonuzu tatmin etmek için avukatlık kimliğinde ısrar ediyorsunuz” diyerek hakaret ettiğini, bu nedenle davalının ceza mahkemesinde yargılandığını, ceza mahkemesinde vekille temsil edildiğinden ve yol masrafı yaptığından maddi tazminat, hakaret nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı, hakaret içeren bir beyanının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat talebi açısından, ceza mahkemesince 660,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, davacının vekiline 1.000,00 TL ödediğine dair makbuz sunulduğu belirtilerek aradaki fark miktarına hükmedilmiş; manevi tazminat talebi ise kısmen kabul edilmiştir.
1-Bir davada, karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri, o davanın ayrıntısı niteliğinde olup; talep olmasa bile, mahkemece doğrudan (re’sen) asıl hükümle birlikte karara bağlanması gerekir. Nitekim bu yön, yargılama gideri anlamında vekalet ücreti bakımından da geçerlidir. Buna bağlı olarak, yargılama giderine, ancak asıl davada hükmedilebilir. Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Mahkemece, yukarıda açıklanan kurallara ve ilkelere aykırı olarak, maddi tazminat isteminin bir bölümünün kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, ceza mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Vekalet veren ile vekili arasında kararlaştırılan ücret davalıyı bağlayıcı nitelikte değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davalının yukarıda belirtilen sözü nedeniyle Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesin"ce hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmıştır. Hükmün açılanmasının geri bırakılmasına dair ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte değildir. Davacı, davalının görevli olduğu bankaya para çekmek amacıyla gittiği, avukatlık kimliğini ibraz ederek işleminin yapılmasını istediği, davalının ise avukatlık kimliğinin banka işlemlerinde geçerli olmadığına dair kendilerine genelge gönderildiği bu sebeple avukatlık kimliği ile işlem yapamayacağını belirterek başka kimlik istediği, çıkan tartışma sonucu davalının, “siz egonuzu tatmin etmek için avukatlık kimliğinde ısrar ediyorsunuz.” dediği anlaşılmaktadır. Davalının banka çalışanı oluşu, merkez tarafından avukatlık kimliği ile işlem yapılmamasının bildirildiği, çıkan tartışmada davacının ısrarla avukatlık kimliğiyle işlem yapılmasını istemesi üzerine belirtilen sözleri sarfettiği, bu sözlerin yaşanan olayla ilgili davacıya yöneltilmiş eleştiri ve sitem kapsamında olduğu, hakaret niteliğinde olmadığı, kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı gözetilerek manevi tazminat talebinin de tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.