23. Hukuk Dairesi 2015/4020 E. , 2015/6431 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2011/463-2014/14
Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin asıl; alacağın tahsiline ilişkin karşı davanın bozma kararına uyularak yapılan yargılaması ve bozma sonrası diğer davaların birleştirilmesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı dava ile birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve karşı davada taraf vekilleri ile birleşen davalarda davacı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Asıl davada davacı vekili, müvekkili kooperatife 31.05.2004 tarihi itibariyle 12.760,00 TL aidat borcu bulunan davalının, bu alacağın, işlemiş 1.276,00 TL tutarındaki faizi ile birlikte tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin, dava dışı O.... hissesini 11.12.2001 tarihinde, Mehmet Altınbaşak"ın hissesini 20.07.2004 tarihinde devralarak iki hisse için davalı kooperatife üye olduğunu, adı geçenlerin hisselerini ödedikleri aidatlar ile birlikte borçsuz olarak devrettiklerini, bu ödemeler ile birlikte müvekkilinin Mayıs 2004 tarihine kadar fazladan 1.891,00 TL aidat ödemesi yaptığını, 2003 yılı Şubat ayında kooperatif yönetimine giren müvekkilinin, hesapta para bulunmadığı dönemlerde kendi cebinden kooperatif adına harcamalar yaptığını, yapılan bu harcamaların 6.500,00 TL tutarında olduğunu, ayrıca kooperatifin T.Halk Bankası A.Ş."den kullandığı kredi için 6.612,54 TL, Vakıflar Bankası T.A.O"den kullandığı kredi için de 2.553,90 TL ödeme yaptığını, bu itibarla davalı kooperatife herhangi bir borcu bulunmayan müvekkilinin, toplam 17.557,45 TL tutarında alacağı bulunduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiş; açtığı karşı davasında ise, 17.557,45 TL"nin karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davalı vekili, karşı davacının müvekkili kooperatif adına iddia ettiği ödemeleri yapmadığını savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada; davalının, davacı kooperatife 31.05.2004 tarihi itibariyle 9.264,00 TL aidat ve takip tarihi itibariyle de 926,40 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu sonucuna varılarak, asıl davanın kısmen kabulü ile takibin anılan miktarlar üzerinden devamına ve %40 icra inkar tazminatının tahsiline, karşı davada; davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde, davalı kooperatif adına kendi cebinden 6.500,00 TL harcama yaptığı, ayrıca kooperatifin T.Halk Bankası A.Ş. ve Vakıflar Bankası T.A.O"den kullandığı krediler için de 7.719,39 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle, karşı davanın kısmen kabulü ile toplam 14.219,39 TL"nin davalı kooperatiften tahsiline dair verilen ilk karar, asıl davada davalı-karşı
davada davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 31.03.2008 tarih ve 2007/2566 E., 2008/4130 K. sayılı ilamıyla, davalı-karşı davacı tarafından, hem devraldığı ortakların hem de kendisinin bazı aidat ödemelerinin dikkate alınmadığı konusunda esaslı itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece bu itirazların yeterince incelenmediği, ayrıca 26.08.2003, 25.09.2003 ve 26.09.2003 tarihlerinden yapılan bir kısım ödemelere ilişkin dekontlarda ödemelerin aidat borcuna ilişkin oldukları hususunda bir açıklamanın bulunmadığı, bu dönemde yönetim kurulu üyesi olan davalı-karşı davacının kooperatif hesabından para çekip yatırdığı kabul edilerek bu ödemeler aidat ödemesi olarak kabul edilmemiş ise de, bu gerekçenin tek başına yeterli olmadığı, zira bilirkişilerce, davalı-karşı davacı tarafından aynı bankaya yatırılan ve aidat ödemesi olarak kabul edilen diğer dekontlarda da, ödemelerin aidat borcuna ilişkin oldukları hususunda bir şerhe yer verilmediği, ancak ödeme tarihlerinin bu kadar yakın ve miktarlarının da fazla olması nedeniyle, bir denetleme yapılmasının gerekli bulunduğu, bu itibarla, anılan ödeme tarihlerinde davalı-karşı davacının ne kadar aidat borcu bulunduğunun belirlenmesi, eğer ödenen miktar kadar veya daha fazla aidat borcu varsa, ödenen meblağın aidat borcuna ilişkin olduğunun, eğer ödenen miktardan daha az aidat borcu varsa, aşan kısmın diğer ortaklardan tahsil edilen veya başka bir nedenle kooperatife ait olup da, davalı-karşı davacıda bulunan ve yöneticilik görevi dolayısıyla bankaya yatırılan meblağ olduğunun kabul edilmesi suretiyle, anılan ödemelerin gerçekten aidat ödemesi olup olmadığının denetlenmesi gerektiği, bu durum karşısında mahkemece, yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, açıklanan çelişkilerin giderilip denetlemenin yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamından önce açılıp, bozma ilamından sonra eldeki dava ile birleştirilen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/446 E. sayılı davasında davacı vekili, müvekkili kooperatife 01.06.2004-30.06.2006 tarihleri arasındaki dönem için birikmiş 28.400,00 TL aidat ve 17.500,00 TL şerefiye borcu bulunan davalının, bu alacağın işlemiş 35.460,00 TL tutarındaki faizi ile birlikte tahsili amacıyla Ankara 8. İcra Müdürlüğü"nün 2006/7577 E sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/446 E. sayılı davasında davalı vekili, müvekkilinin geçmiş dönemlere ilişkin hesaplardan dolayı davacı kooperatiften alacaklı bulunduğunu, aralarındaki alacak borç hesabı kesin olmadığından icra takibine itiraz edildiğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra açılan ve eldeki dava ile birleştirilen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/434 E. sayılı davasında davacı vekili, müvekkili kooperatife 31.05.2004-30.09.2009 tarihleri arasındaki dönem için birikmiş 49.300,00 TL borcu bulunduğu tespit edilen davalı hakkında, bu alacağın işlemiş 214.629,32 TL tutarındaki faizi ile birlikte tahsili amacıyla Ankara 15. İcra Müdürlüğü"nün 2009/15857 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, söz konusu bu takibin davalının itirazı üzerine durmasından sonra, eski yönetimce davalı hakkında Ankara 8. İcra Müdürlüğü"nün 2006/7577 E. dosyasında da 01.06.2004-30.06.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin aidat ve şerefiye alacaklarının tahsili için icra takibi başlatıldığını ve her iki takibin kısmen mükerrer olduğunu öğrendiklerini, bu nedenle taleplerini şu aşamada 01.07.2006-30.09.2009 tarihleri arasındaki dönemde ödenmeyen 6.050,00 TL aidat, takip tarihine kadar işlemiş 14.250,00 TL faiz borcu olmak üzere 20.300,00 TL olarak sınırlandırdıklarını ileri sürerek, itirazın bu miktar üzerinden kısmen iptali ile asıl alacak üzerinden %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/434 E. sayılı davasında davalı vekili, takibin mükerrer olduğunu, icra takibi yapıldığı dönemde müvekkilinin yüklü miktarda ödemeler yaptığını, öte yandan müvekkiline tahsis edilen dairelerden birinin kaçak olması sebebiyle kullanılamadığını, buna rağmen aidat yükümlülüğü altına sokulduğunu savunarak, birleşen davanı reddini istemiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak ve bozma sonrasındaki birleştirmeler üzerine yapılan yargılamada, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada; her ne kadar bilirkişi raporunda, davalının 10.285,76 TL asıl ve 727,05 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu belirtilmiş ise de, asıl davada verilen ilk hükmün davacı kooperatif tarafından temyiz edilmediği, bu itibarla 9.264,00 TL aidat borcu olduğuna dair ilk hükmün davalı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiği sonucuna varılarak, asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, 9.264,00 TL asıl alacak ve 727,05 TL işlemiş faiz olmak üzere 9.991,05 TL üzerinden takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, karşı davada; davacının, davalı kooperatif adına kullanılan kredilerden dolayı bankalara 7.719,45 TL ödeme yaptığının anlaşıldığı, ayrıca yine kooperatif adına kendi cebinden 6.500,00 TL harcama yaptığını ileri sürmüş ise de, bu harcamaların hangi kalemlere ve neye istinaden yapıldığının tespit edilemediği, fakat ilk kararda bu miktar üzerinden kurulan hüküm, davalı kooperatifçe temyiz edilmediğinden, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle, karşı davanın kısmen kabulüne ve 14.219,45 TL"nin davalıdan tahsiline, birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/446 E. sayılı dosyasında açılan davanın kısmen kabulü ile, 27.750,00 TL asıl aidat, 6.063,04 TL işlemiş faizi ve 17.500,00 TL şerefiye bedeli olmak üzere toplam 51.313,04 TL üzerinden takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/534 E. sayılı dosyasında açılan davanın kısmen kabulü ile, 6.050,00 TL asıl alacak, 3.541,49 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 9.591,49 TL üzerinden takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve karşı davada taraf vekilleri ile birleşen davalarda davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve karşı davada taraf vekilleri ile birleşen davalarda davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve karşı davada taraf vekilleri ile birleşen davalarda davacı kooperatif vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından Birleşen 2006/446 E. ile Birleşen 2010/434 E. sayılı davalarda davacı kooperatiften alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harçlarının diğer temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.