Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2010/18-43 Karar No: 2010/53
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/18-43 Esas 2010/53 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taşınmazın kamulaştırma bedeli konusunda anlaşma sağlanmış olmasına rağmen ferağ verilmemiş olması nedeniyle açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında, yasal prosedüre uyulmadan dava açıldığından bahisle davacının talebinin reddedilmesinin yanlış olduğu belirtilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7., 8. ve 10. maddeleri uyarınca kamulaştırmayı yapan idare ile mal sahibinin yapacakları pazarlık sonucu anlaşmaları halinde uzlaşacakları bedel üzerinden kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetinin idareye devri mümkün ise de, anlaşma sağlanamaması veya varılan anlaşmaya rağmen tapuda ferağı verilmemesi durumunda kamulaştırma bedelinin, idarenin başvurusu üzerine mahkemece tespit edilmesi ve tespit edilen bu bedelin hak sahibine ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca, uzlaşma komisyonu ile taşınmaz sahibi arasında yapılan pazarlıkta teklif edilen ve kabul edilen fiyatlar, mahkemece taşınmazın değerinin belirlenmesinde gözetilecek bir ölçüt değildir.
Hukuk Genel Kurulu 2010/18-43 E., 2010/53 K.
Hukuk Genel Kurulu 2010/18-43 E., 2010/53 K.
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TESCİL DAVASI
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 7 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 8 ]
2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 10 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.11.2007 gün ve 2007/338 E.-337 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 15.04.2008 gün ve 2008/1903 E.-4507 K. sayılı ilamı ile; ("…
…Dava, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı yasa ile değişik 10.maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ile kamulaştırılan yerin idare adına tescili istemine ilişkindir.
Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8.maddesi hükmü uyarınca kamulaştırmayı yapan idare ile mal sahibinin yapacakları pazarlık sonucu anlaşmaları halinde uzlaşacakları bedel üzerinden kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetinin idareye devri mümkün ise de, anlaşma sağlanamaması veya varılan anlaşmaya rağmen tapuda ferağı verilmemesi durumunda aynı maddenin son fıkrasında öngörüldüğü üzere kamulaştırma bedelinin, 10.madde hükümleri çerçevesinde idarenin başvurusu üzerine mahkemece tepit edilmesi ve tespit edilen bu bedelin hak sahibine ödenmesi gerekir. Yasanın 8. maddesi çerçevesinde uzlaşma komisyonu ile taşınmaz sahibi arasında yapılacak pazarlıkta teklif edilen ve kabul edilen fiyatlar, taraflar yönünden bağlayıcı olmadığı gibi mahkemece taşınmazın değerinin belirlenmesinde gözetilecek bir ölçüt de değildir.
Bu durumda mahkemece, yargılamaya devam edilip, Kamulaştırma Yasasının 15.maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi kuruluna kamulaştırma bedelinin tespit ettirilip hüküm altına alınması gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…
…") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, taşınmazın kamulaştırma bedeli konusunda anlaşma sağlanmış olmasına karşın ferağ verilmemiş olması halinde açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında; yerel mahkemece taraf teşkili sağlanıp, işin esasına girilmiş ise 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7., 8. ve 10.maddelerinde açıklanan prosedüre uyulmadan, anılan maddelerde aranan koşullar yerine getirilmeden dava açıldığından bahisle davanın bu eksiklikler nedeniyle reddinin isabetli olmadığı hususunun Hukuk Genel Kurulu"nun 05.07.2006 gün ve 2006/5-498 E., 2006/503 K.; 28.02.2007 gün ve 2007/5-85 E., 2007/92 K. ve 19.09.2007 gün 2007/5-639 E., 2007/601 K. sayılı kararlarında da benimsenmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 03.02.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.