16. Ceza Dairesi 2016/1075 E. , 2017/128 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2911 sayılı Kanuna muhalefet, Görevi yaptırmamak için direnme, Hakaret
Hüküm : 1-)2911 sayılı Kanunun 28/1, TCK"nın 62, 51, 53.maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-)TCK"nın 265/1-3, 62, 50/1, 52/4. maddeleri uyarıncamahkumiyet
3-)TCK"nın 125/1-3-a-4, 62, 50/1, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (3 kez)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-)Görevi yaptırmamak için direnme ve katılan ..."a yönelik hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Oluşa, dosya kapsamına ve kabule göre, mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemekle tebliğnamedeki hakaret suçuna ilişkin bozma düşüncesine iştirak olunmamış; görevi yaptırmamak için direnme suçunun birden fazla kolluk görevlisine karşı hukuksal anlamda tek bir fiil ile gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı nev"iden fikri içtimanın koşulları gerçekleşmiş olmasına karşın, tayin olunan cezanın TCK"nın 43/2. maddesi ile artırılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, verilen hükümlerde aşağıdaki hususlar dışında birisabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı işlenmesi nedeniyle temel cezası belirlenirken, uygulama maddesinin "TCK"nın 125/3-a maddesi" yerine aynı Kanunun "125/1-a maddesi" olarak gösterilmesi,
2-)Tayin olunan hapis cezaları TCK"nın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilirken anılan maddenin ilgili bendinin ve ayrıca adli para cezasının bir günlük miktarı belirlenirken uygulanan kanun maddesinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3-)01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümlerde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 5 numaralı hüküm fıkrasının 2. bendindeki "125/1-a" ibaresi çıkarılarak yerine "125/3-a" ibaresinin yazılması; hükümlerdeki "50/1" ibaresinden sonra gelmek üzere "-a ve 52/2." ibaresinin eklenmesi ve ayrıca TCK"nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümlerden çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-)2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesine muhalefet ile katılanlar ... ve ..."na yönelik hakaret suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
1-)2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesine muhalefet suçu yönünden;
Olay tutanağı, katılan beyanları, sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinde belirtilen şekilde kanuna aykırı olarak yapılan gösteriyi düzenlediği, yönettiği veya düzenleyen ve yöneten kişilerin fiillerine iştirak ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; ikaz ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar etmek şeklinde sübut bulan eyleminin 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-)Katılanlar ... ve ..."na yönelik hakaret suçları yönünden;
a-)Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye
matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır hakaret veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Uluslararası Öğrenciler Fuarı"ndaki ... Suriye Standını protesto etmek isteyen grubun kolluk görevlileri tarafından engellenmesine tepki göstermek amacıyla sanığın katılanlara yönelik olarak sarf ettiği "Bu ülkenin polisi olun, ..."nun polisleri" şeklindeki sözünün ağır eleştiri niteliğinde olduğu, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmadığı anlaşıldığından, unsurları itibarıyla oluşmayan atılı suçtan beraati yerine hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b-)Kabul ve uygulamaya göre de;
aa-)Atılı suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi nedeniyle temel cezası belirlenirken uygulama maddesinin "TCK"nın 125/3-a maddesi" yerine aynı Kanunun "125/1-a maddesi" olarak gösterilmesi,
bb-)Tayin olunan hapis cezası TCK"nın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilirken anılan maddenin ilgili bendinin ve ayrıca adli para cezasının bir günlük miktarı belirlenirken uygulanan kanun maddesinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
cc-)01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.