12. Ceza Dairesi 2019/4370 E. , 2019/11987 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 60 TL maddi ve 60 TL manevi tazminatındavalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21/07/2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve davacı lehine hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı yönünden kesin nitelikte ise de, hükmün davacı tarafça süresinde temyiz edildiği, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olduğu ve davacı tarafça bu bölümün temyiz edilmesinin davalıya davacı tarafın temyiz dilekçesine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre katılma yoluyla hükmü temyiz etme hakkı vereceği, davalı vekilinin yokluğunda verilen hüküm ile birlikte davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliği üzerine hükmü süresinde temyiz ettiği, bu kapsamda hükmün davalı yönünden de temyizi kabil hale geldiği belirlenerek yapılan incelemede;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın süresinde açılmadığına, davanın husumet ve görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine, davanın haksız olarak açıldığına, maddi zararı ispatlayacak somut delillerin sunulamadığına, davalının kusurunun ve ihmalinin bulunmadığına, faize ve yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazları ile davacı vekilinin, tazminat miktarına ve yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Bozma ilamına uyma kararının Cumhuriyet savcısının da hazır olduğu celsede mütalaası alınarak mahkeme heyeti tarafından verilmesi gerektiği gözetilmeden, 10/03/2017 tarihinde yapılan celsede naip hakim tarafından bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi,
2- Manevi tazminat davaları kişilik haklarını korumayı, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçları yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlamaktadır. Manevi tazminat davası için kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerekse iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için cezaevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında, haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle ise manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine 60 TL manevi tazminata hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.