
Esas No: 2017/4253
Karar No: 2017/7369
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/4253 Esas 2017/7369 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 23.10.2012 tarihli dilekçesinde davalıların ... ilçesi, .... mahallesi, ... ... caddesi No:82/84 adresinde bulunan apartmanda kat maliki olduğunu, davalılardan ... .. apartman yöneticisi olduğunu, diğer davalıların ise 13 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu apartmanın yapımı sırasında mimari projeye aykırı olarak 13 numaralı dairenin ön cephesine teras yapıldığını, teras nedeniyle 13 numaralı dairede alt kattaki dairelere su sızıntısı olduğunu bu durumun davalılara 29.07.2012 tarihli kat malikleri toplantısında iletildiğini, ancak sorun ile ilgili herhangi bir önlemin alınmadığını, yine 13 numaralı dairenin maliki olan davalılar kat maliklerinin onayı olmadan güneş enerjisi panelini ortak alan olan binanın çatısına kurduklarını, ayrıca bu dairenin kullandığı klima nedeniyle atık suyun havalandırmaya yönlendirildiğini ve havalandırmaya akıp binaya zarar verdiğini belirterek 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 19 ve 35. maddeleri gereğince terasın yıkılarak binaya verdiği zararın giderilmesine, apartman çatısının projede yer alan hali ile eski hale getirilmesine, davalılara ait güneş enerjisi panelinin kaldırılmasına, ayrıca klima atık suyunun yağmur borusuna bağlanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kat malikleri ana taşınmazın mimari durumunu ve sağlamlığını titizlikle korumakla yükümlü oldukları gibi, tüm kat maliklerinin rızası bulunmadıkça ortak yer ve tesislerde değişiklik yapılamaz. Davalı tarafça yargılama sırasında ve ayrıca temyiz aşamasında ileri sürüldüğü gibi sözü edilen projeye aykırılığın doğrudan davalı kat maliklerince değilde ana yapının başlangıçtaki inşaası sırasında yüklenici tarafından yapıldığı ve davalıların bağımsız bölümlerini edindikleri sırada da dava konusu yerin aynı şekilde olduğu ileri sürüldüğüne göre mahkemece bu konuda kanıtların toplanıp gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle durumun açıklığa kavuşturulmasından sonra yukarıdaki esaslar da dikkate alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, eski hale (projeye uygun duruma) getirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, sonradan yazılan gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun olması gerekir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, 10.4.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir. Kısa kararda davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararın 5. maddesinde güneş enerjisi yönünden davanın reddine karar verilmiş olması, mahalinde 04.04.2013 tarihinde inşaat ve kadastro bilirkişileri tarafından keşif yapıldığı belirtilmesine rağmen, böyle bir keşfin yapılmamış olması, mahkeme tarafından keşif yapılmadığı, değişik iş dosyasındaki keşifle yetinildiği hususları gözönünde bulundurularak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.