11. Hukuk Dairesi 2016/842 E. , 2017/3436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2015 tarih ve 2014/459-2015/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “...+şekil” ibareli, 4, 5, 8, 9, 10, 13, 15, 17, 18, 19, 22, 23, 26, 28, 32, 33, 34, 36, 38 ve 45. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2006/62017, “...+şekil” ibareli, 3, 24, 25 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2003/20322, “...+şekil” ibareli, 4, 5, 8, 9, 10, 13, 15, 17, 18, 19, 22, 23, 26, 28, 32, 33, 34, 36, 38 ve 45. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2012/1683, “...” ibareli 25. sınıf ürünleri içeren 1999/18268, “...” ibareli, 35. sınıf hizmetleri içeren 2001/3969 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 2012/96757 sayılı, "... +ŞEKİL" ibareli, 35. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak yaptıkları itirazın YİDK tarafından davalının itirazı kabul edilerek reddedildiğini oysa, başvurunun tescilinin müvekkilinin “...” esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp, itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek, TPE YİDK’in kararının iptali ile tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, markalar benzer olmadığından iltibasa sebebiyet vermeyeceğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markalarının ayırıcı unsurunun “...” ibaresi olduğu, davalının başvurusunun ise, "... +ŞEKİL" ibareli olduğu, davacının markalarının bir kısmının başvuruda yer alan 35. sınıf hizmetleri genel olarak içerdiği ancak davacının “...” ve “...+ŞEKİL” ibareli markalarıyla davalı başvurusu arasında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı zira, markaların bir bütün olarak korunabileceği, davalının başvurusunun özel bir şekil ve yazım biçimiyle ayırt ediciliğinin gözardı edilmemesi gerektiği, öte yandan, tarafların 2004 yılından bu yana, birbirinden haberdar olacak şekilde, bu marka ve ticaret unvanları ile eş zamanlı biçimde kendi iştigal alanlarında ticarî faaliyette bulundukları, davalı şirketin ticaret unvanını 1993 yılında tescil ettirdiği, TTK’nın 39/1. maddesi uyarınca üçüncü kişilerin kendilerine karşı hüküm ifade etmeye başlayan kayıtları bilmedikleri yönündeki iddialarının dinlenemeyeceği, davalının iştigal mevzuunun genel olarak mağazacılık hizmetlerini içerdiği, bu haliyle başvuru konusu işaretin kapsamıyla örtüştüğü esasen, ticaret unvanının TTK kapsamında bulunan kullanım biçiminin mağazacılık hizmeti olarak tanımlanan 35/6. sınıf hizmetlerle örtüştüğü, davacının “...” ve “...+ŞEKİL” ibareli markasal kullanımının davalıdan sonra başladığı, davalının öncelik hakkına sahip olmasına karşın unvan ve tescilsiz markasal kullanım hakkına dayanarak davacıya karşı herhangi bir yasa yoluna başvurmadığı, zira iki işaretin karıştırılamayacak derecede farklı olduğu yargısında olduğu, her iki tarafın, birbirinin ticaret unvanı ve markaları ile bu unvan ve markalarından haberdar bulunmadıklarını yahut bunları bilmediklerini iddia ve savunamayacakları, davalı Şirket"in unvanının ayırıcı unsuru da olan “...” işaretini markasal olarak da kullandığı, davalının tescilli biçimde kullandığı ticaret unvanı ve tescilsiz kullandığı markasının kapsamının başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlere tekabül ettiği, davacının genel olarak giyim ürünleri sektöründe faaliyette bulunduğu, davalının ise genel olarak inşaat işleri, her nevi elektrikli ve elektriksiz dayanıklı tüketim malları, züccaciye, ev aksesuarları, çelik ev eşyaları ürünlerinin mağazacılık hizmetiyle ilgili faaliyette bulunduğu, kullanım önceliğinin davalıda olduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin markaların farklı olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, davacının markasının belli bir seviyede tanınmış olmasının da sonucu değiştirmeyeceği, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.