Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memurunca hukuken el konulmasıdır. İİK"nun 75 ve 85.maddeleri, icra müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanımamaktadır.
Somut olayda alacaklının talebi üzerine borçlunun Toki ve banka hesaplarına konulan haczin kaldırılması istenilmektedir. İcra müdürü alacaklının istemi üzerine haciz koymak zorunda olup, haciz konulan hesapta bulunan paraların haczedilemez nitelikte olup olmadığına karar vermek yetkisi icra mahkemesi nezdinde yapılacak şikayet üzerine icra hakimine aittir. Bu nedenle icra dairesinin bu konuda karar verme yetkisi bulunmamaktadır.
Mahkemece hacze konu paraların 5393 Sayılı Kanunun 15/son maddesi uyarınca haczinin kabil olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda bir inceleme yapılmaksızın haczin kaldırılmasına dair karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan taşınmazın tehiri icra kararı için teminat olarak gösterilmesinin alacaklı vekilinin haciz talebinde bulunmasına engel bir yönü de  bulunmamakta olup, bu konudaki gerekçe de isabetsizdir.  
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.