14. Hukuk Dairesi 2015/18619 E. , 2017/7139 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.01.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayanan tapu iptali ve tescil terditli alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayanan tapu iptal tescil terditli alacak isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... ili ... ilçesi ...13771 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için adına 05.07.1984 tarihli 92 sayılı tapu tahsis belgesinin olduğunu, tapu tahsis belgesinde belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın 166 m2’lik kısmının iptali ile adına tesciline, mümkün olmaması halinde arsa bedeli olan 160.000TL’nin davalı Hazine’den tahsili ile tarafına verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davalılar ... Tükelli ve ... hakkında açılan davanın reddine, Hazine aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının reddine ve 67.618TL’nin davalı Hazine’den alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Hazine vekilinin ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 05.07.1984 tarihli 92 sayılı tapu tahsis belgesi geçerli olup davacı yararına tapu iptal ve tescil koşulları oluşmuştur. Davalı Hazine üzerinde kalan payın hesaplanarak davacı adına tesciline ve davacının tapu tahsis belgesine dayalı hak ettiği bakiye taşınmaz miktarı yönünden ise tazminata hükmedilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yer alan nedenlerle davalı Hazine vekilinin ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.