3. Hukuk Dairesi 2016/11506 E. , 2017/992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; taraflar evli iken, davalının İstanbul"daki evinden ayrıldığını, davalının açtığı boşanma davası sonucu ...1.Aile Mahkemesinin 2012/767 esas sayılı kararı ile tarafların boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, ancak dava sonunda davalının mesleği olmasına rağmen aylık 200 TL yoksulluk, çocukları için aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının çocukla ilgilenmediğini, çocuğun devamlı babasında bulunduğunu, bu nedenlerle nafakanın tenkisi veya kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, ...1.Aile Mahkemesi"nin 2012/767 esas, 2014/161 karar sayılı dava dosyası ile davalı ... yararına hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Azra Defne yararına hükmedilen aylık 150 TL iştirak nafakasının işbu davanın dava tarihi olan 24/08/2015 tarihi itibarı ile kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
1-Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi. öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK."nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun amir hükmü gereğidir.
Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (...23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
Somut olayda, dava dilekçesi tebligatı davalıya Tebligat Kanunu 16. maddesine göre 04.09.2015 tarihinde yapılmışsa da, davalının sosyal ekonomik durumunun tespiti için yapılan 11.09.2015 tarihli kolluk araştırmasında, davalının bu adreste ikamet etmediği ...ilinden İstanbul"a taşındığı tespit edilmiştir, yine davalının mernis kayıtlarında da adresinin İstanbul ili olduğu görülmüştür. Ayrıca taraflara ön inceleme duruşma gününü bildirir tebligata dosya kapsamında ve UYAP sisteminde rastlanılmamıştır.
Bu itibarla, dava dilekçesinin bildirilmesi için çıkartılan tebligatın davalıya tebliği usulüne uygun olmayıp, duruşma gününün tebliğe çıkartılmaması ile de davalının savunma hakkını kısıtlar biçimde, davalının yokluğunda aleyhine hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
O halde, mahkemece; yapılacak iş; davalıya, bilinen en son adresine davetiye çıkartılıp, usule uygun şekilde tebliğ yapılarak, taraf teşkili sağlanmalı; bundan sonra, taraflara delillerini bildirmeleri için imkan sağlanıp delil bildirildiğinde bu delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurmak olmalıdır.
2-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle bu aşamada davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.