3. Hukuk Dairesi 2017/1556 E. , 2017/976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki akdin feshi, tahliye, ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile babası ...arasında imzalanmış olan 01.09.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince davalının kiracısı olduğunu ancak babası ...’in sözleşmenin imzalandığı yıllarda akli dengesinin yerinde olmadığını, buna ilişkin sağlık kurulu raporu bulunduğunu, bu nedenle de sözleşmenin geçerli kabul edilemeyeceğini, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1324 Esas sayılı dosyasında kendisinin, babasına vasi olarak atandığını, bu kararın 15.07.2008 tarihinde kesinleşmesinden sonra davalıya ... 9.Noterliğinin 18.08.2008 tarih 34691 yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek kiralananın tahliyesi ile aylık 2.500,00 TL üzerinden tahliye tarihine kadar işleyecek ecrimisil bedelinin tahsilini istediğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi kiralananın da tahliye edilmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile davalının tahliyesine, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL üzerinden hesaplanacak ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davacının kardeşi ...’e vekaleten, babası ...’e ise vesayeten dava açamayacağını, sözleşmenin 01.09.2008 tarihinde yenilendiğini, ...ile yapılan sözleşmenin geçerli olup kararlaştırılan kira bedelinin de günün rayicine uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinde ...sağ olduğu için davanın ...vasisi tarafından ve vesayet dosyasında verilmiş bir yetkiye istinaden açılması gerektiği halde herhangi bir yetki verilmeksizin davacı ... tarafından açıldığı, ayrıca ...’in ... adına vekaleten dava açmasının da hukuken mümkün olmadığı, ...’in daha sonra 05.03.2010 tarihinde vefat ettiği, bu durumda ...mirasçılarının iştirak hali nedeniyle ancak birlikte davaya devam etmeleri gerekirken sadece ...’in davaya devam ettiği, bu durumda tapu malikleri ..., ... ve Hüseyin Mert’in fuzuli işgal nedeniyle ayrı bir tahliye ve ecrimisil davası açabilecekleri belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının, davacı ...’in babası ...ile düzenlenen 01.09.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince kiracı olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya içerisinde mevcut tapu kaydının incelenmesinde kiralanan taşınmazın 1986 yılında gerçekleştirilen kat mülkiyeti tesisi sonucu 1/3 er paylı olarak ..., ... ve Hüseyin Mert adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dava 14.10.2008 tarihinde ... tarafından kardeşi ...’e vekaleten, babası ...’e ise vesayeten açılmış ise de; dosya içerisinde ...’in hem kardeşi ...’e vermiş olduğu 22.12.2005 tarihli vekaletname, hem de ...’in Avukatı ...’e vermiş olduğu 04.03.2009 tarihli vekaletname bulunmakta olup ayrıca ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1324 Esas sayılı dosyasında hacir altına alınmasına karar verilen ...’e oğlu davacı ...’in 27.05.2008 tarihinde vasi olarak atandığı ve kararın 15.07.2008 tarihinde kesinleştiği, iş bu dava yönünden ise kiraya veren ...’in hak ve menfaatlerinin korunması için vasisi ... vekiline aynı Mahkemece 10.03.2009 tarihinde yetki verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ...’in mahkemeden aldığı husumete izin kararına istinaden hem vasisi adına hem de ... ile birlikte tapu paydaşı sıfatıyla dava açtıkları, yargılama devam ederken de ...’in vefat ettiği anlaşılmakla, davacı ...’in mirasçılarının tamamının dahili davacı sıfatıyla davaya muvaffaklarının sağlanması, olmadığı takdirde terekeye mümessil tayin ettirilerek mümessil vasıtasıyla davaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.