Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7545
Karar No: 2014/4682
Karar Tarihi: 19.03.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/7545 Esas 2014/4682 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/7545 E.  ,  2014/4682 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/10/2012
    NUMARASI : 2010/569-2012/470

    Davacı İ.. K.. vekili Avukat H.. O.. tarafından, davalı İ.. Elektronik Mekanik ve E.. Otomasyon Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 31/12/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız şikâyet nedeniyle kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, Toprak Mahsulleri Ofisi"nde Genel Müdür olarak görev yaptığı dönemde davalı şirket tarafından, katıldığı ihaleyle ilgili olarak ihaleye fesat karıştırıldığı, görevin kötüye kullanıldığı ve bu yolla Devletin zarara uğratıldığı gerekçesiyle ağır ve aynı ölçüde gerçek ve haksız ithamlar ile Cumhuriyet Savcılığına şikayetçi olunduğunu ve şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda kendisi ve diğer şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, davalının haksız ve iftira içeren suçlamaları nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi zararının ödetilmesini istemiştir.
    Davalı ise, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına dair karar verildiği, bu itibarla davalının, davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu suç duyurusu ile davacının kişilik haklarına zarar vermiş bulunduğu belirtilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davacının Toprak Mahsulleri Ofisinin Genel Müdürlüğü"nü yaptığı dönemde ilk olarak Ofis tarafından 22/09/2005 tarihinde Açık İhale Usulü ile Vidalı Pres alımı ihalesinin yapıldığı, ihaleye davalı şirket ile birlikte başka bir şirketin daha katıldığı ve ihale sonucunda ihalenin dava dışı şirket üzerinde bırakıldığı, bunun üzerine ihalede mevzuata aykırılıklar bulunduğu düşüncesiyle davalı şirket tarafından Kamu İhale Kurulu"na şikayet başvurusunda bulunulduğu, başvuru sonucunda Kamu İhale Kurulu tarafından bazı mevzuata aykırılıklar tespit edilerek ihale işlemlerinin ve ihalenin iptaline karar verildiği, ihalenin iptalinden sonra aynı alım ihalesi ile ilgili olarak beş ihale daha yapıldığı ve ilk ihaleden sonra diğer ihalelerin bazı eksikler nedeniyle ihalelerin iptal edildiği, davalı şirket tarafından, yapılan dördüncü ihaleden sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına davacı Genel Müdür, dava dışı Genel Müdür yardımcısı ve diğer şüpheliler hakkında görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve bu yolla devleti zarara uğratma iddiaları ile şikayetçi olunduğu anlaşılmaktadır.
    Ankara C.Başsavcılığı"nın 2008/109841 soruşturma dosyasında; şikayet konusu ihaleler ile ilgili olarak iddiaların araştırılması için bilirkişi heyetlerinden 3 ayrı rapor alındığı, Sayıştay Uzman Denetçileri ve Hukukçu bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlan raporda, ihalede Kamu İhale Kurulu tarafından belirlenen usule aykırılıklara iştirak edildiği, ancak mevzuata aykırı her işlemin suç teşkil etmeyeceği, bu nedenle yüklenen suçların işlendiğinin ve Devletin zarara uğratıldığı iddialarının kanıtlanamadığı görüşünün bildirildiği, Cumhuriyet Savcılığı tarafından TCK"nın 235. maddesinde düzenlenen ihaleye fesat suçunun oluşabilmesi için hukuka aykırılıkların tek başına gerçekleşmesinin ihaleye fesat karıştırma halinin oluşması için yeterli olmadığı, bu hukuka aykırılıkların hile ile gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu ve ihaleye fesat karıştırma suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle tüm şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, diğer atılı görevi kötüye kullanma suçu yönünden de dilekçenin işleme konulmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, davalı tarafından yapılan ilk ihale ilgili olarak Kamu İhale Kurulu tarafından bazı mevzuata aykırılıklar tespit edilerek ihalenin iptal edilmiş olması ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından ihalede hukuka aykırılıklarının tek başına ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, hile gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu hususları da belirtilerek takipsizlik kararı verdiği dikkate alındığında yapılan ihalede mevzuata uygun olmayan yönler bulunduğu ve davalının, davacı hakkında şikayetçi olmasında bir takım emareler bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığının kabulü ile istemin tümden reddi gerekirken, şikayetin haksız olduğundan bahisle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi