Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5515
Karar No: 2020/196

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/5515 Esas 2020/196 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/5515 E.  ,  2020/196 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde; ... ili, ...ilçesi, ... köyü sınırları içresinde bulanan ve ...Tapulama Mahkemesinin 20/02/1976 tarih ve 1975/38 E. - 1976/14 K. sayılı ilam ile hükmen tespit dışı bırakılan 591 nolu parselin içerisinde sınırları belli etrafı telle çevrili yaklaşık 15.000 m2 büyüklüğündeki tarla niteliğindeki taşınmazın zilyetlik ve Medeni Kanunun 713. maddesinde belirtilen olağanüstü zamanaşımına dayalı olarak davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Yapılan yargılama sonunda mahkemece; dava konusu edilen taşınmazın tamamının öncesi hava fotoğraflarında orman olduğu anlaşılmış olması, ...Tapulama Mahkemesinin 1975/38 E. - 1976 /14 K. sayılı ilamı ile 591 parsel nolu taşınmazın tapulama tespit sırasında senetsizden Hazine adına yapılan tahdit ve tespitine Orman Yönetimi tarafından orman olduğu gerekçesi ile itiraz edildiği bu itiraza tapulama komisyonu tarafından taşınmazın tespit dışına bırakılmasına karar verildiği, bu karara şahıslar tarafından itiraz edildiği, mahkeme kararının Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 30.04.1976 tarih 1976/5120-6610 sayılı ilamı ile onandığı, dava konusu taşınmazın tamamının 591 parsel içinde kaldığı ...Tapulama Mahkemesinin kararının bu taşınmazı kapsadığı, bu nedenle taşınmazın tamamının orman ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; Türk Medenî Kanununun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede; genel arazi kadastrosu işlemi 1966 yılında yapılmış, dava konusu yerin içinde bulunduğu taşınmaz 591 parsel numarası ile "ham toprak" vasfıyla Hazine adına tespit edilip kadastro tutanağı düzenlenmiştir. Orman Yönetiminin itirazı üzerine komisyonca tespitin iptaliyle çekişmeli taşınmazın orman olarak tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş, şahıslarca açılan dava sonunda ...Tapulama Mahkemesinin 1975/38 E. - 1976/14 K. sayılı kararı ile hükmen, taşınmazın orman olarak tapulama harici bırakılmasına karar verilmiştir. Taşınmazın bulunduğu ... köyünde orman kadastrosu ve 2/B çalışması yapılmamıştır.
    Mahkemece eksik incelemeyle usul ve kanuna aykırı olarak karar verilmiştir. Şöyle ki; ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı ise Orman Yönetimine aittir. Yine, 4721 sayılı Medenî Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. 30.03.2014tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ...Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile dava konusu edilen yer orman olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılmış olduğundan Orman Yönetimi de davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmaksızın re"sen gözetilmelidir.
    Ayrıca, tespit harici kalan 591 sayılı parselin tamamı 355 hektar 8300 m² olup, asıl dava davacı ile birleşen dosya davacısının davasının ise toplamda 10.339,32 m²"lik taşınmaza ilişkin olduğu anlaşılmakla; bu halde mahkemece, ret kararının gerekçesi olan dava konusu taşınmazın yer aldığı 591 sayılı parselin orman vasfıyla tapulama dışı bırakılmasına dair ...Tapulama Mahkemesinin 20/02/1976 gün ve 1975/38 E. -1976/14 K. sayılı dosyasının taraflarıyla davacı arasında akdi veya yasal halefiyet ilişkisi olup olmadığı, ...Tapulama Mahkemesinin belirtilen dosyasına konu olan bölümün eldeki temyiz incelemesine konu olan yerler ile aynı yer olup olmadığı, dolayısıyla ...Tapulama Mahkemesinin kararının asıl dava davacısı ile birleşen dosya davacısını bağlayıp bağlamayacağı ve haklarında kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği hususlarının birlikte değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yukarıda anılan hususlar dikkate alınmayarak eksik araştırma ve inceleme neticesinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    O halde mahkemece; taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, dava dilekçesinde bahsedilen tespit harici kaldığı belirtilen 591 sayılı parselin, eldeki temyiz incelemesine konu olan yerler ile aynı yer olup olmadığının tespiti için öncelikle, ...Tapulama Mahkemesinin 20/02/1976 gün ve 1975/38 E. - 1976/14 K. sayılı dosyası getirtilmeli, yukarıda izah edildiği şekilde bu dosyadan verilen hükmün asıl dava davacısı ile birleşen dosya davacısını bağlayıp bağlamayacağı ve haklarında kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği hususları değerlendirilmeli, yine; dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazların imar planında ne şekilde tespit gördüğü, uygulamanın askı ilan tarihleri ile kesinleştiği tarihin belediye başkanlığından sorulup 1/1000 ölçekli planı getirtilerek ve çekişmeli taşınmazların bu plandaki konumu araştırılmalı, alınacak cevabî yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar temin edilerek dosya içerisine alınmalı, ayrıca eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E-K ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadıkları belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın (40 ve 100 dönüm norm kısıtının) aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi