
Esas No: 2017/568
Karar No: 2017/7122
Karar Tarihi: 03.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/568 Esas 2017/7122 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 09/04/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (önalım hakkından kaynaklanan) istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22/09/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayanan tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... İli ... İlçesi ... Köyü 62223 ada 5 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalıların pay satın aldığını, önalım hakkına dayanarak davalıların payının tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; eylemli paylaşma olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, varılan sonuç için yeterli değildir. Taraflardan delilleri sorulmalı, taşınmaz mahallinde keşif yapılmalı, tanıklar keşif mahallinde dinlenmeli ve taşınmaz üzerindeki fiili taksim olgusu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir. Noksan inceleme ve araştırma ile yalnızca davalı beyanına dayanan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.