Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1739 Esas 2017/7355 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, 11/12/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... İlçesi, ... Köyü hudutları içerisinde bulunan 1627 parsel sayılı taşınmazın ezelden beri dedelerinin ve babalarının, 25 yıldır da kendisinin kullanımındaki tarla olduğunu, ancak kadastro ölçümlerinin yapıldığı sırada dava konusu tarlanın Hazineye orman vasfı ile kayıt edildiğini beyan ederek, dava konusu ... İlçesi, ... Köyü hudutları içerisinde bulunan 1627 parsel nolu taşınmazın adına kaydının yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile;
Fen bilirkişileri ... ile ..."in raporuna ekli krokide 1627/A ile gösterilen 1158,061 m2"lik kısmın tapuya en son parsel numarası verilmek suretiyle 1627 parselden ifraz edilerek Kamu Maliyesi adına Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca tapuya kayıt ve tesciline, 1627 parselden 1627/A harfi ile gösterilen kısmın ifraz edildikten sonra geriye kalan 103.669 m2"lik kısmın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, dava konusu ... Köyü 1627 parsel sayılı taşınmaz, 1261 m2 ağaçlık vasfı ile 03.08.2014 tarihinde kadastro sonucu Hazine adına tescil edilmiş, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı şerh düşülmüştür.
Taşınmazın tespit maliki Hazine olduğu halde, dava Orman Yönetimine yöneltilmek sureti ile açılmıştır. Mahkemece davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması ve davalı ... Yönetiminin davaya harçlı bir katılımı olmadığı halde taşınmazın kısmen orman vasfı ile tesciline karar verilmiş olması, davacının davasının kısmen kabulüne karar verildiği yazılmasına rağmen davacı lehine hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.