3. Hukuk Dairesi 2016/3860 E. , 2017/965 K.
"İçtihat Metni"
Davacı-K.Davalı ... ile davalılar- K.davacılar ... vd. aralarındaki alacak-ecrimisil davasına dair Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.06.2014 günlü ve 2013/383 E-2014/333 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 02.11.2015 günlü ve 2015/11779 E-2015/19290 K sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı/karşı davalı; 08.02.1982"de davalı ... adına kayıtlı 589 ve 1737 ile diğer davalıların murisi olan Emine Kahraman adına kayıtlı 787 ve 1735 parsellerdeki taşınmazları o tarihteki değeri ile 1.500.000.000 TL bedelle satın aldığını ve bedeli ödediğini, tapuların alındıktan sonra ferağının verileceğinin taahhüt edildiğini, davalıların tapular alındıktan sonra tapudan ferağını vermediklerini, bu süre içerisinde kendisinin iyi niyetli olarak iki katlı bina yaptığını, eski binaları tamir ve tadilattan geçirdiğini ileri sürerek, 1982 yılında ödemiş olduğu 1.500.000 TL bugünkü değeri olan faizler dahil 14.809 TL ile aradan geçen sürede her geçen sene için 100.000 TL ve taşınmaza yapılan masrafın toplamı olan 30.000,00 TL ve bilirkişinin hesaplayacağı rakam ile toplam 44.809,00 TL"nin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacılar; asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmişler, karşı davada da; 1735 parselin yıllardır haksız olarak kullanılmakta olduğunu ileri sürerek, 9.000 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece, davacı/karşı davalı ..."ın davasının kabulüne, 44.809,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin saklı tutulmasına, davalılar/karşı davacılar ... ve ..."nin açmış olduğu ecrimisil davasının reddine dair verilen kararın davalılar/karşı davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 20.02.2012 tarih 2012/2428 E.-29248 K.saylı ilam ile; davalılar/karşı davacıların sair temyiz itirazlarını reddederek, mahkemece; imalatların yapıldıkları tarihteki değeri tespit edilerek bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu imalatların dava tarihi değerinin esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı/karşı davalının tazminat talebi kısmen kabul edilerek, 23.516,00 TL alacağını dava tarihi olan 25.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı/karşı davacılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin ispat edilemediğinden reddine, davalı karşı davacıların ecrimisil isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.11.2015 tarih 2015/11779-2015/19290 E.-K.sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, bunun üzerine davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Hüküm tarihinde yürürlükte olan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2.maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Yerel mahkeme kararı, bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olup, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bu nedenle bozma kararına uyulduktan sonra kurulacak yeni hüküm HMK"nun 297 maddesine uygun olarak oluşturulmalıdır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K; 10.10.2012 gün 2012/9-851 E.-2012/705 K.sayılı kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.05.2014 tarih, 2013/9-1989 E– 2014/657 K.)
Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 20.02.2012 tarih 2012/2428 E.-29248 K.sayılı bozma ilamından evvel mahkemece; alınan bilirkişi raporlarına göre, davacının 1735 parsel için ödemiş olduğu 858.000 TL"nin ödeme tarihinden davacının açmış olduğu tapu iptali tescil davasının redle sonuçlandığı, 30.05.2006 tarihi itibariyle ulaştığı değer olan 16.063,16 TL"yi ve 1735 parsel üzerine iyiniyetle yaptırmış olduğu bina değeri olan 50.906 TL"yi davalılardan talep edebileceği gerekçesi ile davacının açmış olduğu tazminat davasında taleple bağlı kalınarak, 44.809 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 20.02.2012 tarih 2012/2428 E.-29248 K.saylı ilam ile hüküm yalnızca davacı tarafından yapılan imalatların yapıldıkları tarihteki değeri tespit edilerek bulunacak miktara hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiş, ödenen bedelin iadesine ilişkin verilen hüküm davacı taraf lehine kesinleşmiştir.
Ancak bozma ilamından sonra yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacının yapmış olduğu imalatların yapıldığı tarihteki değerini isteyebileceği, mahkemece de imalatların yapıldıkları tarihteki değeri tesbit edilerek bulunan miktara hükmedildiği belirtilerek 23.516,00 TL alacağının dava tarihi olan 25.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı/karşı davacılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, ilk kararın bozma kapsamı dışında bırakılan ve davacı lehine kesinleşen "ödenen bedelin iadesine" ilişkin kısmı hükme işlenmemiştir. Hükümün bu haliyle infazı kabil değildir.
O halde mahkemece; davacının her bir talebi yönünden ayrı ayrı infazı kabil, açık ve anlaşılır bir hüküm kurulması gerekirken yukarıda belirtilen kanun hükmüne aykırı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
Ne var ki mahkeme kararının açıklanan bu gerekçelerle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.11.2015 tarih 2015/11779-2015/19290 E.-K.sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.