23. Hukuk Dairesi 2015/223 E. , 2015/6405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/156-2013/324
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı kooperatifin 15.02.2009 tarihinde yapmış olduğu genel kurulda gündemin 8. maddesinde D, E, F, G bloklara ait 1. kısım aidatların Şubat 2009 tarihinden itibaren 12 aylık süre için aylık 25,00 TL, C ve B Blok üyelerin Şubat 2009 tarihinden itibaren 12 aylık süre için aylık 190,00 TL, davacının da dahil olduğu A Blok üyeleri için Şubat 2009 tarihinden itibaren 12 aylık süre için 500,00 TL olarak ödenmesine dair kararın 8 ret, 22 çekimser oya karşılık 37 oyla kabul edildiğini, müvekkilinin alınan kararlara muhalif kaldığını, ancak itirazını divanın genel kurul zabıtlarına geçirmediğini, kooperatif üyelerinin farklı farklı kısımlara ayrılması ve farklı aidatlar yükletilmesinin yasal hiçbir haklılığının olmadığını, genel kurulda alınan kararların anasözleşmenin 59/son, 61 ve 62. maddeleri ile Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurul gündemin 8. maddesindeki aidat belirleyen kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca dava açacak ortağın muhalefet şerhini genel kurul zaptına geçirmesi gerektiğini, bu hususun dava şartı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.11.2011 tarih ve 2391 Esas ve 1675 Karar sayılı ilamı ile, mahkemece, kooperatifin defter ve kayıtları ve tüm genel kurul kararları üzerinde kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı hakkında farklı statüde ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediğinin belirlenmesi, davaya konu genel kurulda alınan kararla davacının kazanılmış hakkının ihlâl edilip edilmediğinin araştırılması, ihlâle ilişkin bir belirleme yapılması halinde mutlak butlanla batıl olan bu karar aleyhine muhalefet şerhi konulmasına gerek olmaksızın dava açabileceğinin kabulü gerekirken davanın ispat edilemediğinden bahisle reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kooperatifin yapılan tüm genel kurul toplantılarında davacı K.. Ç.."ın statüsünü belirleyen bir karar alınmadığı, ancak 30.06.1996 tarihli genel kurulda, davacı K.. Ç.. tarafından sunulan bir önerge ile yapılmakta olan kooperatifin D, E, F, G bloklarının 1. kısım ve bitişiğinde yapılacak A, B, C Bloklarının 2.kısım olarak inşaatına başlanması ve bu 2. kısım için üye kabul edilmesinin kararlaştırıldığı ve bu kapsamda aidatın belirlendiği, o tarihten beri de genel kurul toplantılarının bu şekilde statü belirlemesine devam ettiği, davalı kooperatif ortakları arasındaki farklı statünün genel kurul tarafından açıkça kabul edildiği ve uygulandığı, genel kurulca davacının bu statüsünün benimsendiği, davacının kooperatifin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ve statünün belirlendiği tarihlerde yapılan genel kurullarda bu görevini devam ettirdiği, davacının tüm işlemlerde 2. kısım üyesi olarak değerlendirme yapıldığı, davacının Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/44 Esas sayılı davasının 23.10.2013 tarihinde verilen hükmüne konu dava dilekçesinde 2. kısım üyesi olması nedeniyle dava açtığı, kendisinin kooperatif tarafından A Blok kapsamında üye kabul edildiği ve evinin teslim edildiği, teslim ve tesellüm tutanağını imzalayarak A Bloktaki bulunan taşınmazını teslim aldığı ve kullandığı, davacının genel kurula katıldığı ve oybirliği ile karar alındığı için o davanın reddedildiği, davacının hakkını ihlâl edecek hiçbir durumun mevcut olmadığı, kazanılmış bir hakkının ve bunun ihlâli durumunun bulunmadığı, davacının işbu dava konusu genel kurul kararı ile ilgili olarak dava açmasının hakkın kötüye kullanımı olarak görüldüğü, alınan genel kurul kararı mutlak butlanla batıl olarak değerlendirilmediği için davacının muhalefet şerhi koymaksızın dava açamayacağı, davacının muhalefet şerhi koymak istediği, ancak divan tarafından bunun engellendiğinin bozma öncesi yargılamada kabul edildiği, bu nedenle bozma sonrasında bu yönden ayrı bir inceleme yapılmadığı, bu durumda davacının muhalefet şerhi tutanakta yer almasa da dava hakkı bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının edindiği taşınmazına yönelik aidatları açmış olduğu bu dava ile ödememek istediği, teslim aldığı taşınmazı kullanmasının ve buna rağmen aidat miktarı yönünden dava açmasının TMK"nın 2. maddesine aykırı görüldüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle mahkemece verilen ilk kararda davacının muhalefet şerhi koymak istediği ancak divan tarafından bu hususun zabta geçirilmesinin engellendiği kabul edilerek uyuşmazlığın esas yönünden incelenmesine geçilmesine, davalı tarafça bozma öncesi ve sonrası verilen hükmün bu gerekçe yönünden temyiz edilmemiş bulunmasına, kooperatif üyelerinin herbirinin dahil olduğu blokların özelliklerine göre farklı aidatlar belirlenmesinin kendi koşulları içerisinde eşitlik anlamına gelen nispi eşitlik ilkesine aykırı olmadığının kabulü gerekmesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.