10. Hukuk Dairesi 2017/725 E. , 2018/3143 K.
"İçtihat Metni"....
Dava, ....sigortasına giriş tarihi olan 11.04.1984 tarihinin ....’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi ile .... ülkesindeki 11.04.1984 - 30.04.2011 tarihleri arası çalışmaları, boşta geçen süre ve ev kadınlığı süresinin yurtdışı borçlanması olarak kabulünün, 01.10.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında "davacının Türk vatandaşı olduğu dönem açık ve net olarak tespit edilmeli, davacının ev kadınlığına ilişkin süre tespit edilebilmesi için ilgili makamlardan ikamet belgesi ve yeminli tercümesi temin edilmeli, davacının .... Hizmet Cetvelindeki sigorta hesabında kayıtlı sürelerin, yukarıda bahsedilen Uluslararası Ek Sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından .... rant sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalı, bu şekilde yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen ve borçlanmaya da konu yapılabilecek yurt dışı sürelerinin varlığına ilişkin tüm kayıt ve belgeler getirtilmeli, 3201 sayılı Yasanın 1’inci maddesi kapsamında borçlanmaya konu yapılabilecek sürelerin varlığı halinde, davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından .... rant sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi,18 yaşın ikmal edildiği tarih ile Türk Vatandaşlığı dönemi gözetilerek borçlanma talep tarihinde ki şartlar çerçevesinde yurt dışı borçlanması, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a madde kapsamında öngörülen sigortalılık niteliğinde olmak üzere, usulünce sağlanmalı ve borçlanmanın varlığı halinde, davacının, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından .... rant sigortasına giriş niteliğinde 18 yaşını ikmal ettiği sigortalılık giriş tarihi, sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespit edilmesi gerektiği gözetilerek, davacının tahsis talep dilekçesi ve yurda kesin dönüş şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak, varılacak sonuca göre tahsis şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip, hüküm kurulması gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni" olduğu belirtilmiştir.
Davacı, ..... Rant sigortasına giriş tarihi olan 11.04.1984 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi, .... ülkesindeki 11.04.1984 - 30.04.2011 tarihleri arası çalışmaları, boşta geçen süre ve ev kadınlığı süresinin yurtdışı borçlanması olarak kabulü ile 01.10.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep ettiği Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde 11.4.1985-19.4.1999 tarihleri arası borçlanabileceğinin tespitine, sigorta başlanıgıcı yönünden davalı kurum tarafından dava açıldıktan sonra işlem yapılmakla konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve yaşlılık aylığı yönünden istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1-Sigorta başlangıcı talebi yönünden;
Dava devam ederken davacının 5.2.2016 tarihinde ikinci defa yurtdışında geçen süreleri borçlanma talebinde bulunduğu, yurtdışı borçlanma talebi üzerine kurumca 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı sayılarak 4550 gün üzerinden toplam 79.934,40-TL borç tahkkuk ettirildiği, davacının 8.2.2016 tarihinde tahakkuk ettirilen borcun tamamını ödediği, 9.2.2016 tarihli tahsis talebine istinaden davalı kurum tarafından 11.4.1985 tarihi sigorta başlangıcı olarak kabul edilerek 1.3.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı mahkemece buna dayanılarak sigorta başlangıcı yönünden davanın konusuz kaldığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gerekir.
Bu çerçevede; davacının talebi ve Kurum"un davacıya yaşlılık aylığı bağlarken sigorta başlangıç tarihinin 11.4.1985 tarihini esas aldığı gözetildiğinde davanın konusuz kalmadığı 3201 sayılı kanunun hükümleri de gözetilerek esas yönünden karar verilmelidir.
2-Borçlanabileceği süre yönünden;
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) ....
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, bozma ilamına uyarak yapılan yargılama neticesinde borçlanmanın tespiti yönünde verilen hüküm isabetliyse de, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, davalı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine riayet edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
3-1.10.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı talebi yönünde;
Dava devam ederken davacının 5.2.2016 tarihinde ikinci defa yurtdışında geçen süreleri borçlanma talebinde bulunduğu, yurtdışı borçlanma talebi üzerine kurumca 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı sayılarak 4550 gün üzerinden toplam 79.934,40-TL borç tahkkuk ettirildiği, davacının 8.2.2016 tarihinde tahakkuk ettirilen borcun tamamını ödediği, 9.2.2016 tarihli tahsis talebine istinaden davalı kurum tarafından 11.4.1985 tarihi sigorta başlangıcı olarak kabul edilerek 1.3.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı dikkate alındığında Mahkemece, 1.3.2016 tarihinden sonraki aylık talebi yönünden davanın konusuz kaldığına karar verilmemesi hatalı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....