Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4170
Karar No: 2019/11965
Karar Tarihi: 18.12.2019

Çocukların cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - şantaj - görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4170 Esas 2019/11965 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/4170 E.  ,  2019/11965 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suçlar : Çocukların cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
    Hükümler : 1- Suça sürüklenen çocuğun çocukların cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 31/2, 62; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/2, 62; şantaj suçundan TCK’nın 107/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 107/1, 31/2, 62, 50/3, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli, 2015/302-2016/352 sayılı hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
    2- Suça sürüklenen çocuğun görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli, 2015/302-2016/352 sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusu üzerine ilk derece mahkemesi hükmünün CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 134/2, 31/2, 62/1, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet


    Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan suça sürüklenen çocuğun beraatine ilişkin hükme yönelik Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 31.05.2017 tarihli, 2017/484-2017/1149 sayılı “istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasından sonra yeniden kurulan mahkumiyet hükmüne” ilişkin karar, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesince, suça sürüklenen çocuğun, çocukların cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 31/2, 62. maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/2, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; şantaj suçundan TCK’nın 107/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 107/1, 31/2, 62, 50/3, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince 3.000,00 TL ve 20,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve CMK"nın 286/2-a madde, fıkra ve bendi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizinin mümkün olmaması nedeniyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince verilen 02.10.2017 tarihli ve 2017/1149 sayılı ek kararın, suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın kesin olmasından dolayı temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğine dair tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş olup, suça sürüklenen çocuk hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılan incelemede:
    İlk derece mahkemesince verilen kararın, ... vekiline tebliğini müteakip, anılan kurum vekili tarafından davaya katılma talebiyle birlikte istinaf başvurusunda bulunulmasının ardından, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 31.05.2017 tarihli duruşmasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya katılmasına karar verilmiş olup, suça sürüklenen çocuğun, mağdur çocuğun çıplak görüntülerini rızası olmaksızın yaymasından dolayı TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği iddiasıyla açılan davayı da kapsar şekilde verilen katılma kararının, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2/1-d madde, fıkra ve bendindeki; “Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı... ifade eder.” ve 20/2. madde ve fıkrasındaki; “Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükümleri gereğince isabetli olmasından dolayı katılan ... vekilinin görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunduğu kabul edilmiştir.
    Suça sürüklenen çocuğun 30.06.2014 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca müdafii huzurunda alınan; “...Mağdur ...... benim özel kız arkadaşımdı. Benimle arkadaşlık yaptığı sırada mağdurun sınıf arkadaşı ... ile birlikte bara gittiklerini öğrendim. Ayrıca kendi fotoğrafları ile ilgili olarak ..."in görüşlerini sorduğunu öğrendim... Kıskandığımdan dolayı whatsap üzerinden chat yaptık. Bu chatleşmemiz aynı gün uzun süre devam etti... ... isimli öğrenci bana mağdur ... ile olan mesajlarını ve Kader"in attığı fotoğrafları gösterdi. Bu fotoğraflar normal fotoğraflardır... Mağdur ... benim cep telefonuma uygunsuz olarak kendisinin çektiği fotoğrafları gönderiyordu... mesajlaştığımız sırada fotoğraflar bana direk geldi. Arkadaşlarım da fotoğrafları bu şekilde gördüler....” biçimindeki mağdura ait özel fotoğrafları arkadaşlarının görmesine neden olduğuna ilişkin kaçamaklı ikrarına, suça sürüklenen çocuk tarafından whatsapp adlı uygulama üzerinden mağdura gönderilen ve suça sürüklenen çocuğun da kabulünde olan mesajların içeriğine, mağdurun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.07.2014 tarihinde vekili huzurunda ve psikolog eşliğinde alınan; “... Ben ... ile birlikte olduğum sırada evde çektiğim çıplak resimlerimi whatshapp aracılığı ile ..."e göndermiştim. ... ile aramız bozulunca ‘Benimle tekrar çıkacaksın, yoksa bu resimlerini yayarım’ dedi. Hatta bir tanesini de yaydığını hatırlıyorum. Ben ..."in bana ulaşmasını engellemiştim. ... yeni bir hesap açarak tüm arkadaşlarımı ekledi. Bu resmim ... tarafından açılan ikinci hesap ile yayıldı. Arkadaşlarım da gördü. Hesabı ..., ... diye birisi adına açmış, ancak tüm arkadaşlarım bu hesabın ... tarafından açıldığını anlamış. Ben resim yayınlanınca doğrudan ..."in ablası ... ablaya mesaj attım. ..."den şikayetçi oldum. Ayrıca resim yayınlanınca arkadaşlarım tarafından görülünce ben bunalıma girdim. Resim bir saat kadar kaldı, babası ..."e kızınca ... resmi kaldırdı...” şeklindeki beyanına, mağdurun, suça sürüklenen çocuğun ablasıyla ve ... isimli hesabı kullanan kişi ile yaptığı görüşmelere ilişkin dosyaya sunulan dökümlerin ve tanık ... nin anlatımlarının mağdurun beyanlarını doğrular nitelikte olmasına, mağdura ait cep telefonu ile cep telefonuna takılı sim kart ve hafıza kartı üzerinde yapılan inceleme sonunda Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğince düzenlenen 10.11.2014 tarihli raporla belirlenen mağdura ait çıplak ya da yarı çıplak fotoğraflara ve dosyada mevcut diğer delillere göre; suça sürüklenen çocuk ile aynı lisede öğrenim gören mağdurun tanışıp, sevgili oldukları dönemde, mağdurun çıplak ve yarı çıplak resimlerini, whatsapp adlı uygulama üzerinden suça sürüklenen çocuğa gönderdiği, bir müddet sonra, tarafların anlaşamaması ve mağdurun ayrılmak istediğini söylemesi üzerine, suça sürüklenen çocuğun, mağdurun üzerinde düz beyaz renkli atlet varken yatakta uzanıp, bacağını kaldırarak çektiği yarı çıplak fotoğrafını, onun adını ve soyadını da açıklayarak, ... isimli facebook hesabından 18.05.2014 tarihinde yayımladığı ve mağdura ait çıplak görüntülerin mağdurun yaşıtı olan arkadaşları tarafından görülmesine olanak sağladığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuğun kendisini cezalandırılmaktan kurtarmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyip, mağdurun aşamalarda özde değişmeyen beyanlarına üstünlük tanınarak, sanığa yüklenen fiilin sübut bulduğuna dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin sübuta, eksik inceleme ve varsayıma dayalı olarak karar verildiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına, katılan vekilinin takdiri indirim maddesinin uygulanmasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin yarı çıplak fotoğrafını, onun bilgisi ve rızası dışında ifşa eden 14 yaşındaki suça sürüklenen çocuğun eyleminde TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, 14 yaşındaki mağdurun, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüsünü, internet üzerinden yayımlayan suça sürüklenen çocuğun TCK"nın 226/5. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçunu da işlediği, bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan suça sürüklenen çocuğun, TCK"nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerekirken, mağdura ait fotoğrafların onun rızası olmaksızın internette yayımlandığı kabul edilmesine rağmen mağdurun yaşı ve tespit edilen fotoğrafların özellikleri dikkate alınmaksızın, eylem sadece görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasında yer alan ölçütlerden suçun işleniş biçimi ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle aynı Kanun"un 3/1. madde ve fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
    b) Adli sicil kaydı bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen 10 ay hapis cezasının, onsekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken ve bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi esnasında, TCK’nın 50/3. ve 52/2. madde ve fıkralarının uygulama maddesi olarak yazılmaması ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. ve TCK"nın 52/3. madde ve fıkralarına uyulmaması,
    Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 31.05.2017 tarihli, 2017/484-2017/1149 sayılı “istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasından sonra yeniden kurulan mahkumiyet hükmüne” ilişkin hükmün açıklanan nedenlerle 5271 sayılı CMK"nın 302/2. madde ve fıkrası gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 304/2. madde ve fıkrası uyarınca dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 18.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi