17. Hukuk Dairesi 2015/17469 E. , 2018/9469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacılardan ..."nın eşi, diğer davacıların babası olan ... motorsikletle seyir halinde iken, ...,... plakalı araç sürücülerinin neden olduğu trafik kazası sonucu ... vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı ... için 40.000,00 TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için
13.000,00 TL diğer davacılar ...,... ve ... için ayrı ayrı 6.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilentahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delililerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasıdır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan
nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA aşağıda dökümü yazılı 1.665,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."ten alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.