1. Hukuk Dairesi 2015/2190 E. , 2017/5289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL,YIKIM
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ..." in raporu okundu, açıklamaları dinlendi,gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları 183 parsel sayılı taşınmaza davalının ev yapmak ve etrafını çevirmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazın paydaşları arasında 23.11.1997 tarihinde fiilen taksim yapıldığını ve çekişmeli taşınmazda dava dışı paydaş ..."nın payına isabet eden kısmını 02.12.2002 tarihli satış sözleşmesi ile haricen satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, fiilen taksim edilen dava konusu taşınmazda dava dışı paydaş ..."nın payına isabet eden bölümünü davalı ..."in haricen satın alma yoluyla edindiği, haksız işgalci olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu, 183 parsel sayılı taşınmazın davacılar ... ile dava dışı paydaşlar ... adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalı ..."in ise; kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokol ile kabul edilmiş temel haklardandır.
Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; mahkemece davalının haricen pay satın aldığı ve hak sahibi olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ne var ki; tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Borçlar Kanununun (BK) 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hükmü uyarınca, resmi olarak yapılmayan satışına değer verilemez. Haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK’nun 994. maddesi ve 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Bu durumda, bedel ödenmedikçe taşınmazı haricen satın alanın taşınmazdan tahliye edilmesi istenemez. Başka bir ifade ile değinilen kişisel hakkın kural olarak satın alan yararına taşınmazı kullanma bakımından hapis hakkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Genel ilke bu olmakla birlikte, davalı ..."in paydaşlardan dava dışı..."dan haricen pay satın aldığı, harici satış sözleşmesine dayalı harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel hakkını kendi bayii ..."ya karşı ileri sürebileceğinden, davacıların mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almaya ( kişisel hakka) değer verilemez. Böylesi bir durumda davalının haricen satın almadan kaynaklanan hapis hakkına sahip olmayacağı da açıktır.
O halde, TMK’nun 683. maddesinden kaynaklanan davacıların mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle, 183 parsel sayılı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahalede bulunduğu gözetilerek elatmanın önlenmesi ile yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi ve belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle(6100 sayılı Yasa"nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.