Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/15250
Karar No: 2018/22300
Karar Tarihi: 16.10.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/15250 Esas 2018/22300 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/15250 E.  ,  2018/22300 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :... Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... Toplu ... İdaresi Başkanlığı (TOKİ) vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin TOKİ Başkanlığına ait ...... Sosyal Donatı İkmal İnşaat işinin yuklenicisi/taşeronu olan .... bünyesinde şantiye ... ustası olarak 2008/9-2009/9 döneminde çalıştığını, ancak ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağınının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı TOKİ Başkanlığı vekili, davalı idarenin asıl işveren sıfatı bulunmadığından davanın davalı idare yönünden husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 36. maddesi gereği davalı idarece hak ediş ödemesi yapılmadan önce kanun ve şartnameler gereğince ilan yapıldığını, idareye yapılan herhangi bir başvuru bulunmadığını, üzerine düşen yasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olan davalı idarenin davacının alacağından sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. .
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde 22/01/2009- 07/09/2009 tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdi kapsamında toplam 229 gün süre ile çalıştığı ve davalılar arasında 4857 sayılı Kanunun 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup davacı alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davalıTOKİ Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında davalılar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği ve TOKİ"nin ücret alacağından sorumluluğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı ... Kanununun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, ... ve ... inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hak edişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerden belli şartlarda ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. Bu durumda ihale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
    Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret son 3 aylık temel ücret olarak değerlendirilmelidir. Yine ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.
    İhale makamı kamu kurumunun son 3 aylık ücretten sorumluluğu, işverenin yanında ve yasadan doğan bir sorumluluktur. İşverenle ihale makamının birlikte dava edilmesi durumunda müştereken müteselsilen sorumluluğa dair karar verilmelidir. İhale makamının tek başına dava edildiği durumlarda işçinin mükerrer yararlanmasını önlemek için işverence sözü edilen ücretlerin ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekir.
    Somut olayda mahkemece, davalılar arasında 4857 sayılı Kanunun 2/6. maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olduğu kabul edilmek suretiyle ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Ancak davalılar arasındaki sözleşmeler kapsamda olmayıp mahkemece hangi gerekçeyle davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren olarak kabul edildiği anlaşılmamıştır. Dosya kapsamında yer alan kök bilirkişi raporunda, TOKİ"nin yurt çapında yaptırdığı inşaatları bizzat sevk ve idare etmesi, faaliyet alanın inşaat sektörü olması ve kamuoyunca biliniyor olması, 4966 sayılı Kanunda 2003 yılında yapılan değişikliklerle davalı idareninn yeni görevler üstlenmesi, faaliyetinin artması ve daha da etkin bir duruma gelmesi karşısında yapılan işlerin iddia edildiği gibi anahtar teslim sözleşme sınırlarında kalmadığı ve TOKİ"nin kendi faaliyet alanında kaldığı anlaşıldığından asıl işveren olduğu yönünde tespitlere yer verilmiş ise de; davalılar arasındaki belgeler kapsamda olmaksızın kanunda belirtilen niteliklerden bağımsız olarak soyut gerekçelerle davalı TOKİ Başkanlığının asıl işveren olarak kabul edilmesi hatalıdır. Bu durumda, davalı idare ile yapılan tüm sözleşme ve ekleri ilgili davalılardan celbedilmeli, davalı firma tarafından işçilerin ücret bordrolarının düzenlenip düzenlenmediği araştırılmalı, yerleşik Yargıtay içtihatları da göz önünde bulundurularak davalılar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği belirlenmelidir.
    Kabule göre de, davalı TOKİ"nin ihale makamı olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi ücret bordroları düzenlenmiş ise ihale makamı olan davalı idareye verilip verilmediği, verilmiş ise ücret bordrolarının ihale makamı tarafından hak edişlerin ödenmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ve talep konusu alacağın hangi hakediş dönemine rastladığı idare tarafından dayanılan belgelerle karşılaştırılarak tespit edilmeli, bu kapsamda özellikle dosya içerisinde yer alan ilanların hak ediş dönemine denk gelip gelmediği kapsama alınan sözleşmelerle karşılaştırılmalıdır. Ayrıca her ne kadar davacı tanıkları, davalı TOKİ tarafından ücret alacaklarının ödenmesi hususunda herhangi bir duyuru yapılmadığını ifade etmişlerse de, tanıklardan ..."nın 15.05.2009 tarihinde işçi temsilcisi seçildiği ve 10.06.2009 tarihli tanığın imzasını içerir tutanakta , 6 nolu hakediş tanzim edileceğinden dolayı 4857 kanunun 36. maddesi gereğince ... yerinde 30.05.2009 günü işçi alacakları ile ilgili düzenlenen ilanın şantiyenin görünür bir yerine asıldığı, ilanda belirtilen süre içerisinde işçi alacakları ile ilgili hiçbir başvuru olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca diğer tanık ..."ın da bir dönem işçi temsilcisi olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Söz konusu belgeler ve tutanak içerikleri de davacı tanıklarına sorulmak suretiyle davalı idarenin 4857 sayılı Kanun"un 36. maddesi uyarınca davacının ücret alacağından sorumlu tutulmasını gerektirecek koşulların oluşup oluşmadığı ve oluşmuşsa miktarı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek sonuca gidilmelidir.
    Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,16.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi