21. Hukuk Dairesi 2014/14151 E. , 2015/10196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30/09/1992-12/11/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının adının işyerinde annesinin adı olan .... olarak da bilindiği, tutanağa bu nedenle .... olarak geçtiği bu çalışmaların kendisine ait olduğunun tespiti ile 30.09.1992-12.11.2004 tarihleri arasında davalılara ait işyerlerinde geçen ve bildirilmeyen çalışmaların tespitini istemiştir.
Mahkemece, hükümde yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ve bildirilen çalışmanın aidiyetinin yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı ...’ın .... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mah./Köyü, Cilt no: ..., Hane no:..., Sıra no:..’de, Baba adı: ..., Ana adı: ...., Doğum yeri: .., Doğum tarihi: 3.1.1949 olarak ... T.C.Kimlik numarasıyla nüfusa kayıtlı olduğu,İlk kez davalı işveren .....ne ait ... sicil sayılı işyerinden Kuruma verilen 9.11.2000 tarihli işe giriş bildirgesi ile .... sigorta sicil numarasında tescil edildiği, “....” adına ... s.s.numarasıyla davalı .....ne ait ... SS işyerinden 01.10.1992 tarihli ve ... işyerinden 06.03.1995 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, .... Bakanlığının 30.09.1992 ve 24.03.1995 tarihli yoklama fişlerinde .... İhtiyar isiminin yeraldığı, .....’ye ait ... SS işyerinin 30.09.1992-31.05.2003 tarihleri arasında, .... SS işyerinin 24.09.1990-31.05.2003 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, ....."ne ait ... numarada tescilli ve aynı adreste kurulu “Kuru Meyve İşleme” işyerinin, 13.09.2002 -30.06.2005 tarihleri arası kanun kapsamında olduğu, Davacının talep ettiği dönemde .... adına bildirilen iki çalışmanın kendisine ait olduğunun tespitini talep ettiği halde Kurum, Nüfus Müdürlüğü ve Zabıta vasıtasıyla kimlik araştırması yapılmadığı, tanıklara bu konunun sorulmadığı, davalı işyerlerinden ....."ye ait .... ve ...."ye ... SS işyerlerinin bordrolarının getirtilmediği, dinlenen tanıklarının beyanlarının yetersiz olduğu tüm dönemi kapsayan bordro tanıklarının dinlenmediği, talep edilen dönemde başka işyerinde çalışmasının olmadığı, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurulmadığı, tanıkların çalışmayı doğrulamasına karşın beyanlarının yetersiz olduğu, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle aidiyet kararı verilen çalışmalar yönünden Kurum, Nüfüs Müdürlüğü ve zabıta marifetiyle kimlik bilgilerinin araştırılması, dava konusu işyerlerinin işyeri dosyalarının ve bordolarının getirtilerek tüm dönemi kapsayan bordro tanıklarını dinlemek, tanıklara davacının işyerinde bilinen adının sorulması, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, tanıklarının hizmet döküm cetvellerinin ekinde işyeri kapsam bildirimi olduğu halde getirtmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.