20. Hukuk Dairesi 2017/6655 E. , 2020/194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve Hazine ile Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri miras bırakanı...dan miras yoluyla kendisine kalan .... köyü köy civarı mevkiinde bulunan taşınmazın muris...a ait ve tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu, iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre mirasçıları adına tescilini, birleşen dosyada davacılar Muammer ve ... da davaya konu taşınmazı davacının kardeşi ..."dan satın aldıklarını bildirerek adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, 30.11.2005 gün 1998/314 E.- 2005/531 K. sayılı dosyası ile davacı ..."ın davasının reddine, Mustafa ve ..."ın davalarının kabulüne, fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile işaretli 7953.36 m2 yüzölçümündeki taşınmazın Mustafa ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ..., davalı Hazine ve katılan ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 01/05/2006 gün 2006/3794 E.-5975 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, 04/11/1999 tarihinde yapılan keşifte fen bilirkişi ... ve Orman Yüksek Mühendisi ... tarafından düzenlenen rapor ve krokide çekişmeli taşınmazın 765 ve 766 sayılı parsellere bitişik 10378.97 m2 yüzölçümlü yer olduğu gösterilmiştir. Bu keşiften sonra davacılar Mustafa ve ... 06/07/2000 tarihli dava dilekçesi ile Doğusu, ..., .....ile çevrili 10 dönüm kadar taşınmazı ..."dan senetle satın aldıklarını ileri sürerek açtıkları tescil davası eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir. Davacıların dayandıkları 11/06/1987 tarihli satış senedinde; 766 sayılı parselin batısındaki 8 dönüm taşınmazın Ahmet Gülcan tarafından oğlu ...’a satılıp zilyetiliğinin devredildiği, yine 18/01/1993 tarihli senette de, ...’ın 5 dönüm yeri Mustafa ve ...’a satarak devrettiği yazılıdır. 22/11/2004 tarihli keşifte yapılan uygulama sonucunda fen bilirkişisi ....."in düzenlediği 21/07/2005 ve 05/10/2005 tarihli rapor ve krokide tescili istenen taşınmazın bu kez, 765 ve 766 parsellerin kuzey batısında 260, 261, 264, 265, 716 ve 739 sayılı parsellerin batısında ve bitişiğine sınır teşkil edecek şekilde gösterilerek yüzölçümünün 7952.37 m2 olduğu bildirilmiştir.
Yapılan ilk keşifte çekişmeli taşınmaz ayrı ayrı yerlerde gösterildiği halde, taraflar buna itiraz etmemiştir. Mahkemece de bu konu üzerinde durulmamış, fen bilirkişisi M.Zeki Önder 05/10/2005 tarihli ek rapor ve krokisinde sarı renkle boyalı ve (C) harfi ile gösterilen yer 7952.37 m2 olarak ölçülmüş, ancak bu krokide kırmızı renkle boyalı ve (A) ile gösterilen bölümün 260 sayılı parsel kırmızı ile boyalı (B) ile gösterilen bölüm 265 sayılı parsel içerisinde kaldığı belirttiği halde, kadastro parselin içinde kalan tapulu yerle dahi tescili istenen bölümden düşülmeden mükerrer tapu oluşturacak şekilde (A) ve (B) bölümleri yönünden yeniden tescile karar verilmiştir.
İlk keşif sonucu ... tarafından düzenlenen krokide gösterilen taşınmaz ile, hükme esas alınan ikinci keşif sonucunda düzenlenen krokide gösterilen taşınmaz birbirine uzakta ve farklı yerlerdedir. Öncelikle bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Davacı ...’ın dava ettiği yerle, davacılar Mustafa ve ...’ın dava ettikleri yerlerin aynı mı yoksa ayrı ayrı yerler mi olduğu taraflardan sorularak belirlenmesi gerekir.
Davacı, ... çekişmeli taşınmazı ... mirasçıları adına tescilini istediğinden, ... "ın veraset ilamı kendisinden istenerek Ahmet"in ölüm tarihine göre taşınmaz elbirliği ile mülkiyet hükümlerine göre intikal ettiğinden diğer mirasçıların muvafakatlarının alınması ya da bu mümkün olmazsa Medeni Kanunun 640. maddesi hükmüne göre terekeye temsilci atanması sağlanarak davada taraf oluşturulmalı bundan sonra önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan 206, 207, 208, 209, 210 ila 213 (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, davacılar Muammer ve ...’ın dayandıkları 11/06/1987 ve 18/01/1993 tarihli satış senetlerinin kapsamları yasal bilirkişiler ile taraf ve senet tanıklarından sorulup belirlenmeli, tanıkların beyanları arasında çelişki görüldüğünde giderilmeli, davacı ...’ın tescilini talep ettiği yerlerle diğer davacıların tescilini talep ettikleri yerlerin aynı mı yoksa ayrı ayrı yerler mi olduğu taraflardan, bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki zilyetlikle iktisab koşullarının tüm davacılar ve ... yönünden oluşup oluşmadığı ayrı ayrı değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda;
1-Davacı ..."ın davasının reddine,
2-Mahkememizin birleşen 2000/162 Esas sayılı dosyasında davacılar ... ve ..."ın davalarının kabulü ile,
Aydın ili, Germencik ilçesi, Dağyeni köyü köy civarı mevkiinde bulunan fen bilirkişisi .....ın mahkememize sunmuş olduğu 05/05/2014 tarihli ek krokide (C) harfi ile gösterilen sarı renk ile boyalı 6843,73 m² alanın davacılar ... ve ... adına ½ hisse itibarıyla tapuya kayıt ve tesciline, davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve Hazine ile Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1991 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması, 23/06/1951 tarihinde yapılmış ve sonuçları 25/08/1951- 28/09/1951 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu işlemi bulunmaktadır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece eksik incelemeyle usul ve kanuna aykırı olarak karar verilmiştir. Şöyle ki; ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı ise Orman Yönetimine aittir. Yine, 4721 sayılı Medenî Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile Aydın Büyükşehir Belediyesinin sınırları il
mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmaksızın re"sen gözetilmelidir.
Ayrıca, çekişmeli taşınmazın imar uygulamasına konu edilip edilmediği, nazım veya uygulamalı imar planları kapsamında kalıp kalmadığı(tarihleri) ve imar uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği ilgili belediyeden sorulmalı, imar planı, ada dağıtım cetveli ve haritası getirtilmeli, çekişmeli yer için imar parselleri oluşturulmuş ve tapuya kayıt edilmişse, bu parsellerin tapu kayıtları, ilgili imar planları ve haritaları getirtilerek dosya içerisine alınması gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve Hazine ile Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.