11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/430 Karar No: 2017/3405 Karar Tarihi: 05.06.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/430 Esas 2017/3405 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/430 E. , 2017/3405 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2013 tarih ve 2013/114-2013/607 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili banka ile davalılar arasında tüketici kredisi için sözleşme yapıldığını, davalı ..."ün asıl borçlu, ... ve ...’nın ise kefil olduklarının, ancak müvekkil banka tarafından kullandırılan krediyi davalıların zamanında ödemediğinin ve temerrüde düştüklerinin, davalıların itirazı üzerine ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2007/6822 esas sayılı icra takibinin durduğunu ileri sürerek 26.891,00 TL‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili aleyhine davacı tarafça mükerrer takip yapıldığını, her iki takibin aynı kredi sözleşmesine dayandığı halde farklı ana paralar talep edildiğini sözleşmede faiz oranı net olarak belirtilmediği halde faiz oranının yasaların belirttiği oranlardan daha fazla miktarda hesaplandığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne 945,50 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalılar hakkında 27.09.2007 tarihinde asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 26.891,04 TL üzerinden takip yapılması sonucu davalıların ilamsız icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacının davalılar hakkında bu dosyaya konu alacak davasının açtığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davacının daha önce icra takibine konu ettiği alacağı ile ilgili olarak dava açıp ilam almasında hukuki yararı bulunduğu göz önüne alınarak, davacının dava tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacağı ile yine bu tarih itibariyle işlemiş faiz alacağının ayrı ayrı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetim olanağı bulunmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.