14. Hukuk Dairesi 2017/3475 E. , 2017/7064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.02.2003 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili; ... Köyü, ... mevkii 203 parsel sayılı taşınmazın, ... Belediye Başkanlığı"nın 21.03.1996 tarih, 246 sayılı Encümen Kararı ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak anılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil niteliğine dönüştüğünü ileri sürerek; oluşan imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 203 sayılı kadastral parselin ihyası isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların yolsuz yapılan tescillerinin iptali (kayıtlarının iptaline), iptallerine karar verilen taşınmazların kadastro mülkiyet durumunun ihyası ile eski hale getirilmesi ve geriye dönüşümün sağlanarak hak sahipleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1).
Diğer taraftan; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olayda, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip, kararın kesinleşmesiyle dayanaksız hale geldiği ve böylece sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle karar verilmesinde kural alarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli imar parsellerinin 203 sayılı kadastral parsel içinde kalan kısımları açıkça belirtilmek suretiyle bu kısımların tapusunun iptaline karar verilmesi gerekirken yolsuz yapılan tescillerin iptaline karar verilmesi ile yetinilerek müphem ve infaza elverişli olmayan bir biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde mahkemece, dava konusu 203 parsel sayılı taşınmazın kadastral sınırları kapsamı üzerinde oluşturulan alanlar (imar parselleri, yol, yeşil alan vb) ve miktarları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek, davada taraf olmayan malikler var ise davada yer almaları sağlandıktan sonra 203 sayılı kadastral parsel kapsamı içerisindeki imar parsellerinin bu kapsamda kalan miktarları da açıkça belirtilmek suretiyle tapu kaydının iptali ile bunların ve kadastral parsel kapsamındaki diğer yol, yeşil alan gibi alanlarla birlikte kadastral parselin ihyasına ve davacılar adına tesciline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.