Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4612
Karar No: 2017/7056
Karar Tarihi: 02.10.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4612 Esas 2017/7056 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/4612 E.  ,  2017/7056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, 1355 (2040) parsel sayılı 859 metrekare taşınmazın, 656,45 metrekarelik kısmı devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına tescili gereken yerlerden olduğu halde ... Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edilerek, üzerinde 5482 ada 3, 6, ve 7 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu ancak belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 no"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek, 5482 ada 3, 6, ve 7 sayılı imar parsellerinin 656,45 m2"lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
    Mahkemece, davalı ... Belediye hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında "tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiği" gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü; davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili, davalı ... ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
    Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
    Öte yandan, çekişmeli taşınmazın belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet kanun gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi, diğer taraftan 775 sayılı Kanunun 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun ile ilga edilmiş ise de bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerektiği açıktır. Ayrıca kapanmış yollar bakımından da 3194 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü uyarınca belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediyesinin 37 no"lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesi"nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek idari yargı kararlarının kesinleştiği, daha sonra da dava konusu yerin yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece çekişmeli taşınmazın imar uygulamaları öncesindeki niteliği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmamıştır. Yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu hükme yeterli ve elverişli değildir. Davacı vekili 1355 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden ihdas edildiğini ileri sürmüş, tescil beyannamesinde ise; 141 sayılı parselin yola terkinden ihdas edildiği belirtilmiş olup, mahkemece tedavüllü tapu kayıtları ve bu açıklamaların dayanağı olan belgeler getirtilmemiş, bu hususlar üzerinde de durulmamıştır. Özellikle dava konusu taşınmazın ... Belediyesi tarafından yapılan hangi uygulama kapsamında kaldığı ve bu uygulama sırasındaki vasfı, kadastro harici bırakılan bir yer olup olmadığı ve hangi nedenle tespit harici kaldığı; ne şekilde hangi işlemlere tabi tutulduğu, ... Belediyesince yapılan imar düzenlemesi sonucu akıbeti (üzerinde yol, park, imar parseli vs meydana getirilip getirilmediği) kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmadığı gibi, ikinci yani davalı ... Belediyesi tarafından yapılan uygulama sırasındaki niteliği (yol, park, imar parseli vs), farklı bir deyişle nereden ihdas edildiği net bir biçimde tespit edilmemiş, ayrıca taşınmazın, Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığı ve belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı açıkça belirlenmemiştir.
    O halde yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, 1355 sayılı parsel ile ihdas beyannamesinde belirtilen 141 sayılı kadastral parselin ilk tesislerinden itibaren tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgeleri (terkin, şuyulandırma vs. ilişkin belgeler) getirtilerek yapılan imar düzenlemeleri ve ihdas beyannamesi irdelenip, alınacak bilirkişi raporunun denetlenmesi, yine davaya konu taşınmazın 775 sayılı Kanunun yürürlük tarihi itibariyle belediye sınırları içinde kalıp kalmadığı araştırılıp, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı, davalı ..., davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi