
Esas No: 2015/781
Karar No: 2019/338
Karar Tarihi: 21.03.2019
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/781 Esas 2019/338 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki “ödeme emrinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 07.04.2011 tarihli ve 2010/350 E., 2011/186 K. sayılı kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarihli ve 2011/6663 E., 2013/677 K. sayılı kararı ile;
“...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, ..... Mermer Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’"nin 2002/2. ay ile 2009/3. ayları arasındaki çeşitli dönemlere ait prim borcu, işsizlik primi borcu, EKP borcu, ÖİV borcu ve damga vergisi borçları nedeniyle yapılan takiplerden dolayı davacı adına çıkarılan ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. .
Mahkemece, 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının..... Mermer Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’"ndeki hisselerini 19.3.2010 tarihinde İbrahim Durgut"a devrettiği,..... Mermer Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’"nin 2002/2. ay ile 2009/3. ayları arasındaki çeşitli dönemlere ait prim borcu, işsizlik primi borcu, EKP borcu, ÖİV borcu ve damga vergisi borçları nedeniyle davacı aleyhine takip yapıldığı, bu nedenle davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir adresine çıkarıldığı ve 1.6.2010 tarihinde babası Kadir Çalışıcı"nın imzasına tebliğ edildiği, davacının şirket hissesini devir sözleşmesi esnasında Eskişehir 4. Noterliği"ne bildirdiği adresin...... Coştu Sok. No: 17 Tepebaşı/Eskişehir şeklinde olduğu, davacının dosya içerisinde başka adresinin olmadığı ve babasına tebligatlar yapılırken aynı çatı altında oturduklarına dair bir tespit yapılmadığı ve tebliğ parçalarına bu şekilde bir şerh düşülmediği, davanın 9.6.2010 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Özel kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10,16, 20 ve 21.maddelerinde ve Tebligat Tüzüğünün 22. maddesinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca tebligat muhatabın bilinen en son adresinde bizzat kendisine yapılır. Tebligat Kanunun 16 ve Tüzüğün 22. maddesi gereğince kendisine tebligat yapılacak kişi ev adresinde bulunmaz ise tebliğ evrakı aile fertlerinden veya hizmetçi veya uşak gibi evinde çalışanlardan birine yapılır.Ancak muhatap yerine tebliğ yapılacak bu kişilerin mutlaka muhatapla birlikte oturmaları şarttır.
Somut olayda ödeme emirlerine ilişkin tebligatı alan davacının babası Kadir Çalışıcı"nın davacı ile aynı çatı altında birlikte oturduklarına dair delil olmadığından ve davacının şirket hissesini devir sözleşmesi esnasında Eskişehir 4. Noterliği"ne bildirdiği adresin...... Coştu Sok. No: 17 Tepebaşı/Eskişehir şeklinde olmasına rağmen tebligatların çıkarıldığı adresin...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir şeklinde olduğu, bu adresin davacının bildirdiği adreslerinden olduğuna dair dosyada delil olmadığı anlaşıldığından davacıya yapılan tebligat geçersizdir.Bu nedenle ödeme emrinin iptali davasının açılması için yasada öngörülen 7 günlük sürenin 1.6.2009 tarihinden başlatılması doğru değildir.
Bu durumda davanın süresinde açıldığının kabulü zorunlu olup davanın esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda kanıtları toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın süreden reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı..... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı iken hisselerini Eskişehir 4. Noterliğinin 19.03.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirket ortağı ve müdürü olan İbrahim Durgut’a devrettiğini, adı geçen şirket adına Kurum tarafından düzenlenen ödeme emirlerinin şirket ile bir bağı kalmayan müvekkiline tebliğ edildiğini, ödeme emirlerinin asıl borçlu olan..... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmesine rağmen elle yazılan yazı ile müvekkilinin adının eklendiğini, ödeme emirlerinin kimin adına düzenlendiği hususunun açıkça belli olmadığını, davacının ne sıfatla ödeme emrine muhatap tutulduğunun belirtilmediğini, ödeme emirlerinin şekil olarak geçersiz olduğunu, dava konusu ödeme emirlerinin 02.06.2010 tarihinde davacının babasına tebliğ edildiğini, asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan ödeme emirlerinin hâlen faal olan şirketin kanuni temsilcisine veya orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekirken şirketten ayrılmış olan müvekkiline tebliğ edilmesinin doğru olmadığını, bu nedenle yapılan tebligatın da 7201 sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince geçersiz olduğunu, davaya konu ödeme emirlerine dayanak gösterilen borcun öncelikle asıl borçlu olan..... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti.’den tahsili için gerekli işlemlerin yapılması, tahsil edilememesi hâlinde şirketin kanuni temsilcisine karşı takibe başlanması gerektiğini, davacının asıl borçlu olan şirkete ortak olduğu tarihten payını devrettiği tarihe kadar hiçbir şekilde şirketin kanuni temsilcisi olmadığını belirterek dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, ilk olarak davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiğini, ticaret sicil kayıtlarına göre şirket ortağı olduğu anlaşılan davacı adına ödeme emirlerinin düzenlendiğini, limited şirket ortakları hakkında borcun şirketten tahsil edilememesi halinde şahsi olarak icra takibi yapılmasının mümkün olduğunu, Kurum tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, ödeme emirlerinin davacıya 01.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davacı adına yapılan söz konusu tebligatların geçerli olduğu ve davanın kanunda öngörülen 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.06.2010 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda karar başlığında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından tebligatın babasına yapıldığı ve doğru olmayan adrese tebligat gönderildiği gerekçesiyle bir temyiz sebebinin bulunmadığı, tebligatın 02.06.2010"da alındığını ileri sürdüğü, tebligatların adres olarak ...17 kapı nosu yerine .........kapı numarasındaki adresde davacının babasına yapılmasına rağmen ileri sürülmeyen hususta resen bozma kararı verildiği, tebligatların 01.06.2010 tarihinde yapıldığı ve davanın da Çarşamba gününe denk gelen 09.06.2010 tarihinde harcı yatırılarak Kanunda yer alan 7 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacı adına...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir adresinde babası Kadir Çalışıcı"ya aynı çatı altında oturduğu belirtilmeden yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan eldeki davanın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, dava dışı..... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 2 2370 01 01 1035544 048 12 31 sicil numaralı işyerinin 2002 yılının 6. ayı ile 2009 yılının 3. ayları arasındaki dönemlere ait prim, işsizlik sigortası primi, özel işlem vergisi, eğitime katkı payı, damga vergisi borçları nedeniyle Kurum tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip başlatıldığı, söz konusu takip nedeniyle düzenlenen ödeme emirlerinin şirket ortağı olması nedeniyle davacı adına tebliğe çıkartıldığı ve...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir adresinde babası Kadir Çalışıcı"ya 01.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu ödeme emirlerine karşı itiraz hakkı 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre ödeme emri kendisine tebliğ olunan kimsenin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde böyle bir borcu bulunmadığı, bu borcu kısmen ödediği veya alacağın zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açma hakkı bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmelidir ki, tebligat bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve yönetmelikte (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünde) emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir.
Tebligat ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmelik (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü) hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve yönetmeliğin (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünün) amacı, tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, yasa ve yönetmelik (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü) hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kanunun ve yönetmeliğin (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünün) belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.
6183 sayılı Kanun açısından ödeme emrinin tebliği ise özellik arz etmektedir. Kanunun 8. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı tebliğlerin yapılmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre uygulanacak hükümler 213 sayılı Kanunun 93 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Dava konusu ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin olarak 213 sayılı Kanunun 94. maddesinin 3. fıkrasında; “Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması hâlinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)” düzenlemesine yer verilmiştir.
Ancak, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 132. maddesinde, “Bu kanun gereğince yapılacak bildiriler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Benzer bir düzenlemeye 01.10.2008 tarihinde yürülüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 99. maddesinde yer verilmiş olup “Bu kanun gereğince yapılacak bildiriler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” denilmiştir.
Söz konusu Kanun hükümleri dikkate alındığında, 506 ve 5510 sayılı Kanunlardan kaynaklanan ve dolayısıyla iş mahkemesinde görülmesi gereken prim alacağına ilişkin eldeki uyuşmazlıkta 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması ve prim alacağına ilişkin olarak yapılan takipler nedeniyle düzenlenecek ödeme emirlerinin 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, usulsüz tebligat kavramının da açıklanması gerekmektedir. Tebligatların, Tebligat Kanununa ve tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü hükümlerine uygun olarak düzenlenip tebliğe çıkarılması gerektiğinden, Kanun veya Tüzüğe uygun düzenlenmeyen veya tebliğ edilmeyen tebligat usulsüz tebligattır.
Kural olarak, 7201 sayılı Kanunun 10. maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Ancak bu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalardan bir tanesi de 7201 sayılı Kanunun 16. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddede, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunamazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” denilmektedir.
"Aile Efradına Tebligat" hususu, tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünün de 22. maddesinde düzenlenmiş olup “Ancak muhatap namına kendisine tebligat yapılacak olan aile ferdi veya müstahdemin, muhtapla birlikte oturması şarttır. Karı, koca, hısım ve evlatlık gibi birlikte oturan kimseler aynı aile efradından sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. 25.01.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine göre de, kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.
Bu açıklamalara göre, 7201 sayılı Kanunun 16. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığından söz edebilmek için muhatap namına tebliğ yapılacak olan aile ferdi veya hizmetçinin muhatap ile aynı konutta oturması şart olup bu hususun yapılan tebligatta da belirtilmesi gerekmektedir.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki tebligatın, 7201 sayılı Kanun ile tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğünde emredildiği gibi yapılmasına yönelik şekli özelliği nedeniyle usulüne uygun yapılıp yapılmadığının resen dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı adına...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir adresinde babası Kadir Çalışıcı"ya yapılan ödeme emri tebligatında babasının davacı ile birlikte aynı konutta oturup oturmadığının belirtilmemiş olması karşısında 7201 sayılı Kanunun 16. maddesine uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunduğundan söz etmek mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca, dosyada bulunan Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesinde ve Genel Vekâletnamede yer alan davacı adresleri ile Genel Kurulda yapılan görüşmeler sırasında Uyap vasıtasıyla elde edilen Mernis adresinin farklılıklar arz etmesi de dikkate alındığında dava konusu ödeme emirlerine ilişkin tebligat yapıldığı sırada...... Coştu Sok. No:....../Eskişehir adresinin davacının bilinen adresi veya ikamet adresi olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte, tebliğ yapılacak olan kimsenin adreste bulunup bulunmadığı da yapılan tebligatta belirtilmemiştir.
Bu nedenlerle, 7201 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan düzenleme kapsamında yapılan gönderme dolayısıyla 213 sayılı Kanunun 94. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun bir tebligatın yapıldığını kabul etmek mümkün olmadığından ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan eldeki davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açıldığını kabul etmek gerekmektedir.
Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Diğer taraftan, dava 09.06.2010 tarihinde açılmış olmasına rağmen karar başlığında dava tarihinin 04.03.2013 olarak belirtilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak değerlendirilmekle bozma nedeni yapılmamış, eleştirilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan bu genişletilmiş gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.03.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.