Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
HUMK.nun 62, Avukatlık Kanununun 41 ve Tebligat Kanununun 11.maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.  
Somut olayda şikayetçi taşınmaz maliki adına istihkak iddiasında bulunan vekili Av...’a kıymet takdiri tebliğ edilmiş ise de; satış ilanı tebligatının Av... adına tebliğe çıkarıldığı, bu avukatın da şikayetçinin vekilliğinden uzun süre önce istifa ederek ayrıldığı ve vekillik sıfatının sona erdiğinden bahisle satış tebligatını 21.06.2010 tarihinde  dosyaya iade ettiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi asil adına satış ilanı tebligatı yapılan A.. T..’ın ise aynı zamanda takip borçlusu sıfatı bulunduğundan sözü edilen tebligat, Tebligat Kanununun 39.maddesine aykırıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesi; kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamayacağını hükme bağlamıştır.
O halde ilgili sıfatı bulunan şikayetçiye, satış ilanı usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden, satışın gerçekleştirilmesi doğru olmadığından, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi isabetsizdir. 
SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.